Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3364
Karar No: 2020/6706
Karar Tarihi: 09.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3364 Esas 2020/6706 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3364 E.  ,  2020/6706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından talep edilmiş, davalı ... vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.10.2020 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av.... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazını davalı ...’a onun tarafından da davalı ...’ye satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur.
    Davacı tarafından açılan dava sonunda davanın reddine dair verilen karar Dairenin hükmüne uyulan bozma ilamıyla; davalı 3. kişi ...’ın dava konusu taşınmazı 05/04/2007 tarihinde vekili olarak hareket eden ... aracılığı ile satın almış ve 24/10/2007 tarihinde de aynı vekil vasıtasıyla diğer davalı ...’ye satmış olduğu, vekil olarak hareket eden ... tarafından 24/10/2007 tarihli resmi senette adres olarak ... adresinin bildirildiği, bu adresin davalı
    3. kişi ... ’ın borçlu ...’e 200.000,00 TL gönderdiği hesaptaki adresi ile aynı olduğu, böylece hem 3. kişi ...’ın vekili olarak dava konusu taşınmazı alan ve satan kişi, hem de borçlunun ağabeyinin daimi çalışanı olan kişinin adı geçen ... olduğu anlaşılmakta olup davalı borçlu ve 3. kişi ... arasında bir tanışıklık bulunup bulunmadığının araştırılması ve 3. kişinin borçlunun durumunu bilen ya da bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlenmesi, davalı ...’nin ise Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gerekçesiyle bozulmuş, bozma üzerine mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen karar yine Dairenin; davaya konu taşınmazın 3. kişi Sn’a satışı sırasında bu davalının vekili olarak borçlunun kardeşinin yanında çalışan kişinin aracılık ettiği, bu davalının taşınmazı davalı ...’ye satışı sırasında da aracılık ettiği, getirtilen SGK kayıtlarının da bu hususu doğruladığı, bu kişinin böyle bir satışta hem alırken hem de satarken 3. kişi adına vekil olarak hareket etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi 3. kişi olan ... ’ın, borçlunun doktoru olduğu yönündeki iddia da borçlunun cevap dilekçesinde kabul edilerek tanışıyor olmaları, davalı 3. kişi ...’ın borçlu ...’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu (İİK. 280/I) nazara alınarak 4. kişi hakkındaki yapılacak inceleme neticesine göre 3. kişi hakkındaki davanın kabulü ya da bedele dönüştürülmesi gerektiği ve davalı ...’nin, Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini, bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiş olmasına rağmen bu konuda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan ve davacı tanıklarından belirtilen hususlara yönelik beyanları sorulmadan, davalı ...’nin, Kınalıada’da başkaca taşınmazı olup olmadığı, yakınlarının yaşayıp yaşamadığı gibi taşınmaz ve borçlu hakkında bilgi sahibi olmasına etki edecek unsurlar üzerinde durulmadan karar verildiği gerekçesiyle bozulmuş, bu bozma üzerine mahkemenin direnme kararı nedeniyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından daire bozma kararı doğrultusunda mahkemenin kararının bozulması üzerine mahkemece, bozmaya
    uyulduktan sonra davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
    Dairemiz bozma ilamında; davalı 4.kişi ...’nin, Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini, bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması, davacı tanıklarından belirtilen hususlara yönelik beyanlarının sorulması, davalı ...’nin, Kınalıada’da başkaca taşınmazı olup olmadığı, yakınlarının burada yaşayıp yaşamadığı gibi taşınmaz ve borçlu hakkında bilgi sahibi olmasına etki edecek unsurlar üzerinde durulması gereğine değinilmiş ve mahkemece; davalı ...’ın Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiği, ilk davalının vekili olarak borçlunun kardeşinin yanında çalışan kişi aracılık etmiş yine bu davalının taşınmazı davalı ...’ye satışı sırasında da aracılık ettiği, bu kişinin böyle bir satışta hem alırken hem de satarken 3. kişi adına vekil olarak etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmediği, duruşmada dinlenen tanıkların çok genel anlamda ifade vermiş olup bu ifadelerden davalı ...’ın mal kaçırma kastı ile hareket ettiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun
    düşmemektedir. Yargılama sırasında dinlenen tanık ...; 27 yıldır ... Ada’da yaşadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu apartmanda kat maliki olduğunu, davalı ...’ı daireye taşındıktan sonra tanıdığını, ...’ın adalı olmadığını, adalı olsaydı kesinlikle önceden tanıyor olması gerektiğini, kendisi ve davalı ...’nin Ermeni olduğunu, evi alış sebebinin yazlığa ve cemaate yakın olma isteği olduğunu beyan etmiş olup, buna göre 4. kişi konumunda bulunan davalı ...’ın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın davalı ... açısından reddi ile davalı 3.kişi ...’ın taşınmazı elinden çıkardığı 24/10/2007 tarihindeki gerçek değeri üzerinden tazminatın davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere davalı ...’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    3-Kabule göre de; İİK’nun 283/1. maddesi gereğince tasarrufun iptali davasının kabulü halinde, davacı davaya konu mal üzerinde cebri icra yetkisini elde eder ve dava konusu mal taşınmaz ise, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.
    Somut olayda, davacı alacaklı tarafından dava konusu taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun iptali talep edilmiştir. Davalı borçlu ... tarafından önce ...’a daha sonra da davalı ...’a devredilen taşınmaz hala davalı ... üzerinde kayıtlı olup elden çıkarılmadığından; davanın kabulü halinde davacının alacağına ilişkin takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere taşınmazın devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    4-Yine kabule göre; Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufa konu taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekir. Somut olayda; dava kabul edilmesine rağmen, davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru değildir.
    5-Yine kabule göre; davanın İİK"nun 283.maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki bedel ile sadece üçüncü kişinin sorumlu
    olması gerekirken zaten alacağın tahsili için açılan davada borçlunun mükerrer borç ödeme külfeti yüklenecek şekilde tazminattan sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle res’en hükmün BOZULMASINA, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalı ..."dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 9.631,42 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi