17. Hukuk Dairesi 2016/15353 E. , 2017/9784 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ve ... sevk ve idaresindeki ...plakalı araç ile..."nın maliki ve sürücüsü olduğu ... ve ..."ın maliki olduğu park halindeki... plaka sayılı araçların 02/04/2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı ... şirketinin müvekkiline ait ...plakalı aracın ... numaralı poliçe ve kasko sigortasını tanzim eden şirket olduğunu ve müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, hasarın davalı şirkete ihbar edildiğini ve davalı şirket uhdesinde ...numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu, açılan dosya gereği atanan ... eksperi müvekkiline ait araçta KDV hariç yedek parça 13.896,52 TL ve işçilik 2.250,00 TL ücretinden ibaret toplam 16.146,52 TL hasar bedeli tespit ettiğini, ekspertiz raporunda yer alan bir kısım iskontolar ve KDV"siz değerlendirmeler haksız ve piyasa gerçekleriyle örtüşmeyen tespitler olduğunu, meydana gelen riziko nedeniyle oluşan hasar bedelinin yasal süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle 6502 s. Yasanın 3/1-I ve 73/1. Maddeleri gereği işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 10.000,00 TL"nin 12/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26/05/2016 havale tarihli dilekçesi ile talebini 14.103,00 TL ye artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın maliki olduğu 77 ES 479 plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, 02/04/2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hasara uğradığını, davacı tarafın işbu davada haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu olayda talep konusunun miktarı açıkça belli olup araçtaki hasarın bedelinin belli olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen hasar tazminatının kaza tutanağında görüldüğü şekilde oluşması teknik olarak mümkün olmadığını, müvekkilinin tazminat ödeme borcunun olmadığını, hasar ve meydana gelen zararların uyumsuz olduğunu, kaza 2 araçlı bir kaza olduğunu, sigortalı aracın çarptığı araç çarpmanın etkisi ile park halindeki bir araca çarpmış gibi gösterildiğini, ... karşı araçta meydana gelen sürtme izleri sigortalı araçtaki çarpma noktalarını karşılamadığını, hasar tarihinin 02/04/2015 ve fotoğrafların çekildiği tarihi de 07/04/2015 olduğu göz önüne alındığında 5 günde bu denli paslanmanın mümkün olmayacağını, dava öncesi davacının hasar tazminat talebi için hasar dosyası oluşturularak değerlendirme yapıldığını, KDV dahil ve orjinal parça tedariği ile araçtaki hasar toplamı 14.103,68 TL olarak tespit edilmiş ise de, kazanın ihbar edildiği şekilde oluşmadığını, çarpan ve hasar gördüğü iddia olunan araçlardaki hasarların birbirlerini karşılar nitelikte olmadığı hiçbir tereddüte yer kalmayacak şekilde tespit edildiğinden davacıya tazminat ödenmediğini, davacıda iyiniyet görülmediğinden tazminat hakkı olmadığını, arz ve izah edilen nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, hasar ve kazanın uyumsuz olduğu,kazanın kasko ... teminatları dahilinde meydana gelmediği,davacının davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko ... sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.nun 1409/1. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir ... ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartları ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde ... teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilamları) Uyuşmazlık, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla rizikonun teminat dışı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın kaza sonucu hasarlandığını belirtip, 14,103 TL davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı vekili kazanın oluş şekli ile hasar yerlerinin uyumsuz olduğunu, kazanın başka bir yerde gerçekleştiği şüphesi oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece hasar ve kazanın uyumsuz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı tarafından kazanın teminat dahilinde olmadığı ileri sürüldüğünden olaydaki ispat külfeti mevcut durumun aksini iddia eden sigortacı üzerinde bulunmaktadır. Davalı sigortacı bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır. Yukarıda açıklandığı gibi teminat dışı bir rizikoyu teminat içinde gösterdiğine ve ispat yükünün değiştiğine dair somut bir delil bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, ispat yükünün davalı ... şirketinde olduğu kabul edilerek esasa ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.