17. Hukuk Dairesi 2019/31 E. , 2020/6708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının davalı ..."e ait iş yerinde çalışmakta iken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, haksız fesihten doğan işçi alacakları için davacının açtığı davanın Bakırköy 8. İş Mahkemesi"nin 07/07/2010 tarih 2008/592 Esas ve 2010/484 Karar sayılı dosyası ile karara bağlandığını ve kesinleştiğini, kesinleşmiş alacağın tahsili amacı ile İstanbul 8. İcra Müdürlüğü"nün 2010/25024 sayılı takip dosyası ile takibe başlandığını ve takibin kesinleştiğini, davalı borçlu ..."in adreslerinde yapılan hacizlerde borçlunun adresinde bulunamadığını, haczi kabil malın tespit edilemediğini, yapılan araştırmalarda davalı ..."in dava konusu ...,... ilçesi, ... parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 15/05/2009 tarihinde davalı ..."e, davalı ..."in ise 28/08/2009 tarihinde ...’a sattığının tespit edildiğini, bu işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek davalılar arasında yapılmış bulunan taşınmazın muvazaalı devir ve satış işlemlerinin iptaline, alacağın tahsili için dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınmasına, taşınmazın gerçek değeri tespit edilerek bu bedel üzerinden 31.000,00 TL tazminat alacağı haklarının kabulüne, davalıların taşınmazın değeri oranında tazminata mahkum edilmesine, davalılar aleyhine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; yapılan araştırmalarda davalı ..."in dava konusu ...,... mahallesi, ... mevki, 96 ada, 201 parsel sayılı, 40/590 arsa paylı taşınmazın 8 nolu bağımsız bölümü 27/04/2009 tarihinde davalı ..."ya, onun tarafından ise 04/08/2009 tarihinde davalı ..."e satıldığını,bu işlemin gerçek devir olmayıp tamamının muvazaalı olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalılar arasında yapılmış bulunan taşınmazın muvazaalı devir ve satış işlemlerinin iptaline, alacağın tahsili için dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınmasına, taşınmazın gerçek değeri tespit edilerek bu bedel üzerinden 22.000,00 TL tazminat alacağı haklarının kabulüne, davalıların taşınmazın değeri oranında tazminata mahkum edilmesine, davalılar aleyhine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Asıl dava yönünden davacı ..."ın tasarrufun iptali talebini içerir davasının kabulüne, ...,... parsel sayılı taşınmazdaki, 24/1200 arsa paylı, mesken nitelikli, bodrum kat, 1 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın davalı ..."ten, davalı ..."e devrine ilişkin 15/05/2009 tarih ve 10596 yevmiye nolu satışına ilişkin tasarruf ile davalı ..."den davalı ..."a devrine ilişkin 28/08/2009 tarih ve 18693 yevmiye nolu tasarrufların, davacı ..."a İstanbul 8. İcra Dairesi"nin 2010/2524 sayılı takip dosyasındaki alacağını karşılayacak miktar ve oranda İcra İflas Kanunu 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline, davacı yana alacağını tahsil amacı ile taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına, birleşen dava yönünden davacı ..."a, davalılar aleyhine açtığı tasarrufun iptali
talebini içerir davasının kabulüne, dava konusu ...,... mevkii, 96 ada, 201 parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli ... arsa paylı, 3.kat, 8 nolu bağımsız bölümün davalı ..."ten davalı ..."ya satışına ilişkin 27/04/2009 tarih ve 5294 yevmiye nolu satışına ilişkin tasarruf ile davalı ..."dan davalı ..."e satışına ilişkin 04/08/2009 tarih ve 8919 yevmiye nolu satış tasarrufunun davacı ..."a İstanbul 8. İcra Dairesi"nin 2010/2524 sayılı takip dosyasındaki alacağını karşılayacak miktar ve oranda İcra İflas Kanunu 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline, davacı yana alacağını tahsil amacı ile taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
İİK.’nın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda; dosya kapsamından davacı vekilinin; dava dilekçesinden; davalı borçlu ile 3. kişi ve 4.kişi arasında yapılan tasarrufların öncelikle iptalini talep ettiği, 4.kişi yönünden davanın kabul edilmemesi halinde 3.kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması talebini kastettiği anlaşılmaktadır. Bu talep terditli talep olup tasarrufun iptali davalarının özünden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle;
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların davalı borçlu ve 3. kişiler ile 3. kişiler ve 4. kişiler arasında yapılan devrine ilişkin tasarruf işlemleri iptal edilerek davacıya dava konusu taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi verilmiş olup, davacı talebinin tümünün kabulü yönünde karar verildiği, reddedilen herhangi bir maddi tazminat talebinin bulunmadığı dikkate alındığında; maddi tazminat yönünden davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi uygun olmayıp bozma sebebi ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 18.bendinin hükümden çıkartılarak 18.bent yerine “Manevi tazminata yönelik olarak belirlenen 1.500,00 TL ücret-i vekaletin davacı ..."dan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ..."e verilmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün 23. bendinin hükümden çıkartılarak 23.bent yerine “Manevi tazminata yönelik olarak belirlenen 1.500,00 TL ücret-i vekaletin davacı ..."dan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ..."e verilmesine,” ibaresinin eklenmesine hükmün değiştirilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.