17. Hukuk Dairesi 2019/569 E. , 2020/6712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.10.2020 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin Tokat 1. İcra Müdürlüğünün 2014/3065 sayılı dosyasından davalı ...’den toplam 121.400,00 TL alacaklı olduğunu ve takibin kesinleştiğini, borcu ödemediğini, haczi kabil malı olmadığını, ancak taşınmazlarının büyük kısmını aynı tarihlerde aynı kişilere yada bağlantılı kişilere gerçek değerinin çok altında devrettiğini ve taşınmazların birden çok kez el değiştirdiğini belirterek davanın kabulü ile davalı ..."ün diğer davalılara yaptığı tasarrufların iptali ile İİK 283 maddesi gereğince taşınmazların haczi ve satışını isteme yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri; ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı asıl borçlu ..."e ait taşınmazları devralan davalılardan son maliklerin tümünün iyiniyetli olduğu ve bedeli mukabilinde taşınmazları satın aldıkları, davalılardan sadece ..."ın adı geçen borçlunun alacaklılarından mal kaçırmasına yardım emek için 2, 13 ve 15 nolu bağımsız bölümleri muvazaalı olarak devraldığı ancak bu davalının ara malik olduğu, dolayısıyla üzerine kayıtlı taşınmaz olmadığından ve ondan devralan son malikler de iyiniyetle ve bedeli mukabilinde bu taşınmazları devraldıkları kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasından maksat, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda; davalı asıl borçlu ..."e ait taşınmazları devralan davalılardan son maliklerin tümünün iyiniyetli olduğu ve bedeli mukabilinde taşınmazları satın aldıkları, davalılardan sadece ..."ın adı geçen borçlunun alacaklılarından mal kaçırmasına yardım emek için 2, 13 ve 15 nolu bağımsız bölümleri muvazaalı olarak devraldığı ancak bu davalının ara malik olduğu, dolayısıyla üzerine kayıtlı taşınmaz olmadığından ve ondan devralan son malikler de iyiniyetle ve bedeli mukabilinde bu taşınmazları devraldıkları kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
İİK.nun 282. maddesi gereğince tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli
üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buna göre borçlu ile onunla hukuki muamelede bulunun kişi zorunlu hasım konumundadır.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın, tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
a-Dava konusu taşınmazlardan ... Mah. ... Ada 16 parsel 2 nolu bağımsız bölüm; davalı borçlu ... adına kayıtlı iken 14/11/2013 tarihinde davalı 3.kişi ... Gıda Şti.’ne devredilmiş, şirket tarafından 28/01/2014 tarihinde davalı 4.kişi ...’a devredilmiş ve ... tarafından ise davalı 5.kişi ...’ya devredilmiştir. Davanın davalı 5.kişi ... yönünden reddi doğru ise de; dosya kapsamından davalı borçlu ...’ün ... Gıda Pazarı isimli dükkanının olduğu ve gıda toptancılığı yaptığı, aynı şekilde davalı 4.kişi ...’ın 3.kişi ... Gıda Şti.’nin muhasebecisi olduğu ve bu davalıların aynı bölgede gıda toptancılığı yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı 3.kişi ... Gıda Şti. ve davalı 4.kişi ...’ın davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi şirket ve davalı 4.kişi ...’ın dava konusu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında bedelle (davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulmaları düşünülerek karar verilmesi gerekir.
b- ... Köyü ... Ada 6 Parsel(eski 563 parsel) 1/2 hissesi 18/06/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a, 22/10/2013 tarihinde
... tarafından davalı 4.kişi ...’a, ... tarafından da 15/11/2013 tarihinde davalı 5.kişi ...’ye devredilmiştir. Öncelikle; bu taşınmazın 1/2 hissesi tapuda 10.100,00 TL"ye satılmış, bilirkişi tarafından satış tarihindeki gerçek değerinin 210.644,00 TL olduğu belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... tarafından tapudaki 10.100,00 TL dışında bir ödeme yaptığı ispatlanamamıştır. Bu durumda İİK"nın 278/2 maddesi gereğince edimler arasındaki aşırı fark bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarruf iptale tabi olduğundan, bu halde 3.kişi ...’ın iyi niyet iddiası dinlenemeyecektir. Bunun dışında ise; davanın davalı 5.kişi ... yönünden reddi doğru ise de; dosya kapsamından davalı borçlu ... gibi davalı 3.kişi ...’ın da aynı bölgede gıda toptancılığı yaptığı, davalı 4.kişi ...’ın ise yukarıdaki bentte sözü edilen ... Gıda Şti.’nin sahibi olduğu ve borçlu ile aralarında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı 4.kişi ... ’ın davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre, bedel farkı bulunması nedeniyle İİK 278/3-2 maddeye göre ve İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi ...’ın her halükarda, davalı 4.kişi ...’ın ise borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre dava konusu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında bedelle(davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulmalıdır.
c-... Mah. ... Ada 1 parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölüm 20/11/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a, 06/03/2014 tarihinde ... tarafından davalı 4.kişi ...’a, ... tarafından da 17/07/2014 tarihinde davalı 5.kişi ...’e devredilmiştir. ... Mah. ... Ada, 134 parsel üzerinde kayıtlı 13 nolu bağımsız bölüm 20/11/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a, 13/03/2014 tarihinde davalı ... tarafından davalı 4.kişi ...’a devredilmiştir. ... Mah. ... Ada, 134 parsel üzerinde kayıtlı 15 nolu bağımsız bölüm 20/11/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı
3.kişi ...’a, 13/03/2014 tarihinde davalı ... tarafından davalı 4.kişi ...’ya devredilmiştir. Yine davanın davalı 4.kişi ... ve 5.kişi ... yönünden, davalı 4.kişi ... yönünden ve davalı 4.kişi ... yönünden reddi doğru ise de; dosya kapsamından davalı 3.kişi ...’ın da aynı bölgede gıda toptancılığı yaptığı, aynı gün davalı 3.kişi ...’a 3 adet taşınmaz devredildiği ve yine davalı ...’ın davalı kardeşi ... adına da davalı borçlu ... ’den taşınmaz satın aldığı anlaşılmaktadır. Buna göre; sözü edilen bu üç taşınmaz yönünden de davalı 3.kişi ...’ın davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi ...’ın dava konusu bu taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle(davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması düşünülerek karar verilmesi gerekir.
d- ... Mah. ... Ada, 9 parselde kayıtlı taşınmaz 03/04/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a, 16/05/2014 tarihinde davalı ... tarafından davalı 4.kişi ...Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti.’ne devredilmiştir. Davanın davalı 4.kişi ...Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti. yönünden reddi doğru ise de; dosya kapsamından davalı borçlu ... gibi davalı 3.kişi ...’un da aynı bölgede gıda toptancılığı yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı 3.kişi ...’un davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi ...’un dava konusu bu taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle(davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması düşünülerek karar verilmesi gerekir.
e- ... Mah. ... Ada, 2 parselde kayıtlı 22 nolu bağımsız bölüm 03/04/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a, 20/03/2017 tarihinde davalı ... tarafından davalı 4.kişi
... ’e devredilmiştir. Öncelikle; bu taşınmaz tapuda 8.000,00 TL’ye satılmış, bilirkişi tarafından satış tarihindeki gerçek değerinin 152.994,30 TL olduğu belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... tarafından tapudaki 8.000,00 TL dışında bir ödeme yaptığı ispatlanamamıştır. Bu nedenle; Davanın davalı 4.kişi ... yönünden reddi doğru ise de; mahkemece bedel farkı bulunması nedeniyle İİK 278/3-2 maddeye göre, ayrıca davalı 3.kişi ...’un da davalı borçlu ... gibi aynı bölgede gıda toptancılığı yaptığı anlaşıldığından, İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişi ...’un dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması(davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA; HMK"nın 373/1. maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.