8. Hukuk Dairesi 2014/3293 E. , 2014/10732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Tapu iptali ve tescil, alacak
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının reddine dair ... Anadolu 11. Aile Mahkemesi"nden verilen 17.05.2012 gün ve 686/488 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili; davacı ve davalının evlilik birliği içinde edindikleri iki adet taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, ... parsel sayılı taşınmaz ile ... ada ... parselde kayıtlı bulunan 19 numaralı meskenin satın alınması sırasında davacının da çalışmaları ve birikimleriyle katkısının bulunduğunu açıklayarak, gayrımenkuller üzerinde vekil edeninin katkı payı oranında tapu iptal ve davacı adına tapuya tescilini, bu mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 13.03.2012 tarihli ıslah dilekçesinde de katkı payı alacağını 207.160 TL arttırarak toplam 217.160 TL. katkı payı alacağının davalı taraftan alınmasını istemiştir.
Davalı ... vekili; vekil edeninin babası tarafından davalıya gönderilen fındık paraları ve kira paylarıyla taşınmazların satın alındığını, davacının taşınmazların alımında herhangi bir katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazların 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde edinilmiş olup mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, tarafların yasa değişikliği üzerine mal rejimine dair yazılı sözleşme yapmadıkları, davacının boşanma söz konusu olmadığı için resmi sözleşmeye gerek duymadıklarını beyan ettiği, yasalarımız gereğince bir para ödenmesinde bulunduğunu belirten kişinin bunun karşılığında mülkiyet talebinde bulunamayacağı bu nedenle davacının tapu iptali ile tescil isteminin reddi gerektiği davacının Borçlar Kanunu"na dayalı alacak talebinin ise yazılı delilleri ile ispat edilemediği, davalının davacıya para ödemesi yaptığına dair resmi veya yazılı belge sunulmadığı, tanık beyanlarının soyut olduğu, yazılı delillerlerle ispat edilemediği, davacının alacak iddiasını ispat edemediği görüldüğünden davanın reddine, karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından, süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar 22.07.1987 tarihinde evlenmişler, 04.10.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 29.11.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediğinden eşler arasında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 04.10.2007 tarihine kadar TMK"nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu ... ada ... parselde kayıtlı bulunan 19 numaralı meskenin, 19.07.1994 tarihinde davalı adına tapuda satın alınırken, aynı tarihte Tapu Müdürlüğü tarafından hazırlanan 4283 yevmiye nolu "Resmi Senet" ile 24/700 pay olarak davacı ve davalının yarı yarıya pay satın alıp, satış bedelinin de yarı yarıya hisseleri nispetinde ödendiğinin senette yazılı buluduğu ve aynı binada 4 numaralı dairenin de aynı resmi senede dayanılarak davacı adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşıldığına, tarafların özgür iradeleri ile paylaşım yaptıklarının anlaşılmasına, dava konusu bu taşınmaza ilişkin katkı payı alacağının bulunduğunun davacı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanmadığına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin ... ada ... parselde kayıtlı bulunan 19 numaralı meskenle ilgili katkı payı alacağı isteğine yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün buna ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davacı vekilinin, dava konusu ... parselin reddine yönelik hüküm bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 1036 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliğinde bulunan, dava konusu ... parsel 04.12.1998 tarihinde, taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli iken, üçüncü şahıstan davalı adına satın alınmış olup, davacının bu taşınmaza ilişkin talebi, katkı payı alacağına ilişkindir. Dava konusu taşınmaz taraflar arasında 743 sayılı TKM"nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığının geçerli bulunduğu dönemde edinilmiştir. Kural olarak, 743 sayılı TKM"nin yürürlükte olduğu; 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Mahkemece dava konusu bu taşınmaz hakkında da davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmadığı gibi ulaşılan sonuç da dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
TC. Anayasası"nın 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK"nun 6. Maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir.
Davacının ... parsel sayılı taşınmazdan kaynaklanan hakkı var ise, bu hak şahsi hak niteliğinde bulunan alacak hakkına yöneliktir. 07.03.1953 tarih ve 1953/8 Esas 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme kararı bu ilkeye dayanak oluşturmaktadır. 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı kapsamında, aralarında mevcut olduğu iddia edilen akti bir münasebete müsteniden tapuda malik sıfatı ile mukayyet bulunan bir şahıstan sicildeki kaydın namına tashihini isteyen kimsenin, Eski Medeni Yasa"nın 634. maddesine (Yeni Medeni Kanun"un 706.maddesi) uygun şekilde yapılmış geçerli bir sözleşmenin bulunması gerektiği, böyle bir aktin bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davacının ayın isteğinin dinlenemeyeceği, iddia edilen hususun tanıkla ispatının da mümkün olmadığından mahkemenin tapu iptali ve tescile ilişkin davanın reddine karar vermiş olması yerinde ise de, davacının ... parsele yönelik şahsi hak niteliğindeki alacak hakkının da yazılı delille kanıtlanması gerektiği hususundaki mahkeme gerekçesi yerinde bulunmayıp,
katkı payı alacak hakkı her türlü delille kanıtlanabilir. Dosyada toplanan bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarından davacı İsmal"in evlenme tarihinden önce ve evlilik süresince Gümrük Komisyoncusu olarak fiilen çalıştığı, davalı ..."un ise ev hanımı olup, babası tarafından fındık ve kira parası adı altında parasal destekte bulunulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Uzman Bilirkişi ..., 24.02.2012 tarihli raporunda; dosyadaki delilleri değerlendirerek tarafların dava konusu taşınmazın edinilmesinde % 50 oranında katkılarının bulunduğunu ayrıntılı olarak bildirmiş ve davacı vekili, 13.03.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davasını % 50 katkı payı alacağı bulunduğu konusunda ıslah ettiğini bildirdiğine göre, saklı tutulan haklarla birlikte davacı vekilinin bu dilekçesindeki kabul ve talebinin de, mahkemece dikkate alınması gerekir.
Katkı payı davalarında katkı oranı bulunurken; tarafların dava konusu mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri ile 6098 sayılı TBK"nun 50 ve 51 (818 sayılı BK"nun 42 ve 43.) maddelerinin uygulanmasının düşünülmesi, böylece hak ve adalet duygusunun tatmininin sağlanması ve davacının katkı payı alacağı konusunda ki 13.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan düşüncelerle usul ve kanuna aykırı bir şekilde davanın tümden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle dava konusu 1528 parsele ilişkin davanın reddine yönelik hüküm bölümünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,05 TL"nin temiz eden davacıdan alınmasına, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.