Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar miras bırakan anneannelerinin düzenlediği vasiyetname ile saklı paylarını zedelediğini ileri sürerek, vasiyetnamenin tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların saklı paylarının zedelenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, vasiyetnamenin tenkisi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı N.."nin 23.03.1981 tarihli vasiyetnamesi ile 17 sayılı parseldeki 1/3 payını kızı S.."ye, 1 sayılı parselini üç oğluna ve 3 sayılı parselini kızı P.."a vasiyet ettiği; 15.12.2004"te ölünce, geride mirasçı olarak üç oğlunu, bir kızını ve kendinden önce ölen kızı Saime"den olma üç torununu bıraktığı görülmektedir.
Miras bırakan N.."nin üç torunu eldeki davayı açarak vasiyetnamenin tenkisini istemişlerdir.
Mahkemece, davacıların temlik dışı terekeden alacakları miras payları nedeniyle saklı paylarının zedelenmeyeceği yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ne varki, noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan, bilirkişi raporunda temlik dışı terekeden sayılan 424 ada 5 sayılı imar parselinin, vasiyetnameye konu 1 sayılı kadastral parselin 1990 yılında imar görmesiyle oluştuğu anlaşılmaktadır.
Saptanan bu olgu karşısında, vasiyetnameye konu olan ve temlike tabi tereke içerisinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunan 424 ada 5 sayılı parseli temlik dışı tereke içerisinde tenkis hesabına katan bilirkişi raporunun somut olaya uygun bulunduğunu ve hükme esas alınabileceğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, uzman bilirkişiden somut olaya uygun yeni bir tenkis raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.