Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2019/424
Karar No: 2020/3541
Karar Tarihi: 03.12.2020

Danıştay 13. Daire 2019/424 Esas 2020/3541 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/424
Karar No:2020/3541

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …. - Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "…" logusuyla yayın yapan televizyon kanalında 29/12/2016 tarihinde saat 12.56'daki yayında, yılbaşı gecesi başka bir yayın kuruluşu olan … yayın kuruluşunda yayınlanacak olan "…" adlı programın tanıtımında, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen yayın ilkelerini ihlal ettiğinden bahisle aynı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … nolu kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerinin 04/08/2017 tarihli ara kararıyla çözümü teknik bilgi gerektiren dava konusu uyuşmazlıkta bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; "...dava konusu edilen yayının ilk kısmında dansçı kadının etrafında yüzleri ona dönük olarak dans eden erkeklerin, özellikle dansçı kadının sağ tarafında önde yer alan erkeğin davranışlarının nezih olmadığını söylemek mümkün olmakla birlilkte, bu davranışların kategorik olarak pornografik veya erotik nitelikte olduğunu söylemek mümkün değildir. Benzer şekilde göbek dansı icra etmekte olan kadının dans hareketlerinin ve kıyafetlerinin de pornografik veya erotik kavramı içine dahil edilebilecek cinsel uyaran niteliği taşıdığını söylemek mümkün değildir. Zira böyle bir nitelemenin yapılması halinde Türk halk kültürünün önemli bir parçasını oluşturan halkoyunlarının birçoğunda kadın ve erkek dansçıların dans hareketlerinin bazılarının da aynı vasıfları taşıdığı iddia edilebilir. Fakat özellikle erotik içerik kültürel okuma ve anlama süreçleri ile daha sıkı örülmüş ve fakat bundan dolayı da aynı zamanda kültürel olarak sınırlandırılmış bir yorum içermesinden ötürü ilgili yayın içeriğinin bir bütün olarak erotik nitelikte olduğunu söylemek ölçüsüz ve toplumsal gerçekliği dikkate almayan bir yorum olurdu. Yayının ikinci kısmı ise iç-giyim defilelerinde aşina olunan insan davranışlarından daha öte bir içeriğe sahip görünmemektedir. Bunlara ek olarak, yayın içeriğinde özellikle pornografik nitelikteki yayınlarda sıkça karşılaşılan şiddet,argo konuşma,nezih olmayan dil vb çocuk ve gençlerin zihinsel ve ahlaki gelişimi üzerinde olumsuz etki doğurduğu bilinen türden görüntü veya konuşmanın olmadığını belirtmek gerekir. ...yukarıdaki tespit ve değerlendirmeler ışığında, bilirkişiler, dava konusu yayın içeriğinin 6112 sayılı Kanun'un 8.maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ..hükmünü ihlal edici nitelikte olmadığına ve dolayısıyla ilgili yasa hükmünü ihlal etmediği" görüş ve kanaatine yer verildiği, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden davacı yayıncı kuruluşun anılan yayında içeriğinde öncelikle pornografik nitelikteki yayınlarda sıkça rastlanan şiddet, argo konuşma, nezih olmayan dil v.b. çocuk ve gençlerin zihinsel ve ahlaki gelişimi üzerinde olumsuz etki doğurduğu bilinen türden görüntü veya konuşmaların olmadığı ve 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasını ihlal edilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporunun karara dayanak teşkil edebilecek nitelikte olmadığı, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadığı, bilirkişi raporunun subjektif ve varsayıma dayalı yorumlar içerdiği, "…"da kullanılan görsellerin sadece pornografik ya da erotik olmadığından bahisle raporda çocukların ahlaki gelişimine zarar verici olmadığının belirlendiği, çocuklar için gelişim dönemlerine uygun olmayan şekilde cinsel merak uyandırabileceği, şovun hitap ettiği kitlenin belirli bir yetişkinlik seviyesindeki bireyler olduğu ve yayının ihlâle sebep olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, bilirkişi raporunu oluşturan heyetin yetkinliğe sahip olduğu ve raporun uyuşmazlığın çözümü için yeterli olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında, 29/12/2016 tarihinde saat 12.56'daki yayınında, yılbaşı gecesi başka bir yayın kuruluşu olan … yayın kuruluşunda yayınlanacak olan "…" adlı programın reklamı yayınlanmıştır.
Reklam tanıtımında cinsellik çağrıştıran ifadelerin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini olumsuz etkileyebileceği ve yayının korumalı saat dilimleri arasında yayınlandığından bahisle, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ''Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.'' kuralının ihlâli nedeniyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun … tarih ve … sayılı toplantısında … nolu karar ile davacı kuruluş hakkında aynı Kanun'un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulanmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un, işlem tarihinde yürürlükte olan hâlleriyle, 8. maddesinin ikinci fıkrasında, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz."; 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır." kurallarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. ve takip eden maddelerinde; mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağı; mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallara göre genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Aktarılan kanun kurallarına göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde, bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek raporu elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği açıktır.
İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, yayın içeriklerinin göbek dansı, bir gelenek devam ediyor nitelendirmesi, yayın süresi ile çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek bir durum olup olmadığının tespiti olmak üzere dört farklı başlıkta incelendiği, yayında yapılan göbek dansının kültürler arası özellik kazanmış bir dans etme biçimi olduğu, bir gelenek devam ediyor nitelendirmesinden tam olarak neyin kastedildiği anlaşılmamakla birlikte, muhtelemen ilgili televizyon kanalının birkaç yıldır devam ettirdiği bir yılbaşı eğlencesi türüne ya da Türkiye’de ulusal ölçekte televizyon yayıncılığının başladığı 1970’li yıllardan itibaren televizyonlarda yayınlanmaya başlanmış olan yeni yıla göbek dansı gösterisi ile başlama şeklindeki televizyon programcılığı uygulamasına atıfta bulunulduğu, yayın süresinin kısa olmasının bilinçaltına etkisi bakımından değerlendirilemeyeceği, bilinçaltının bir saniyeden çok daha kısa süre içinde yayınlanmış olan medya mesajına maruz kalabileceği, çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek durumlar açısından dansçı kadının etrafında yüzleri ona dönük dans eden erkeklerin, özellikle dansçı kadın sağ tarafında önde yer alan erkeğin davranışlarının nezih olmadığını söylemek mümkün olmakla birlikte bu davranışların kategorik olarak pornografik veya erotik nitelikte olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, göbek dansını icra etmekte olan kadının dans hareketlerinin ve kıyafetlerinin de pornografik veya erotik kavramı içine dahil edilebilecek cinsellik uyaran niteliği taşımadığı, yayının ikinci kısmının iç-giyim defilelerinde aşina olunan insan davranışlarından daha öte bir içeriğe sahip olmadığı, ayrıca yayın içeriğinde özellikle pornografik nitelikteki yayınlarda sıkça karşılaşılan şiddet, argo konuşma, nezih olmayan dil vb. çocuk ve gençlerin zihinsel ve ahlaki gelişimi üzerinde olumsuz etki doğurduğu bilinen türden görüntü veya konuşmanın olmadığı, sonuç olarak dava konusu yayın içeriğinin 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan porgramlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde yayınlanamaz” kuralını ihlâl edici nitelikte olmadığı değerlendirmelerine yer verildiği; anılan bilirkişi raporuna davalı idare tarafından itiraz edildiği; Mahkemece itirazların raporu kusurlandıracak nitelikte görülmeyerek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı ve davacı yayın kuruluşunun işlem tesisine esas alınan yayınları nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen yayın ilkesini ihlâl etmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Anılan bilirkişi raporunda çocukların ve gençlerin tek bir kategoride ele alınıp yayın içeriklerinin 18 yaş altındaki çeşitli yaş kategorilerinde bulunanlar -örneğin, 0-7 yaş, 8-12 yaş, 13-15 yaş ve 18 yaş altındakiler- için ne gibi etkiler doğuracağının ayrı ayrı değerlendirilmediği, çocuk ve gençlerin tek bir kategori gibi ele alınıp genel sonuçlar çıkarıldığı görülmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca 20/11/1989'da kabul edilen ve ülkemiz tarafından 14/09/1990 tarihinde imzalanan, 09/12/1994 tarih ve 4058 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan, 27/01/1995 tarih ve 22184 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (Çocuk Haklarına Dair Sözleşme)'nin 1. maddesinde, " ...daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır"; 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a dayanılarak çıkarılan Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasına 27/03/2018 tarih ve 30373 sayılı Resmî Gazete yayımlanan değişiklikle eklenen (ii) bendinde, "Çocuk: Henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişiyi ifade eder" kuralları yer almaktadır. Ayrıca, 6112 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde, "Koruyucu sembol: yayın hizmetinin içeriği hakkında izleyicilerin bilgilendirilmesi amacıyla medya hizmet sağlayıcılar tarafından kullanılan ortak semboller" olarak tanımlanmış, 24. maddesinin ikinci fıkrasında, koruyucu sembol sistemi ile ilgili usul ve esasların Üst Kurulca belirleneceği kuralına yer verilmiş; Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "Sembol sınıflandırması, yaş ve içerik gruplarını belirten sembollerin birlikte kullanılması suretiyle yapılır. Sınıflandırma işlemi, Üst Kurulca hazırlanan ve gerekli görülen hallerde güncellenen Kodlayıcı Uygulama Rehberi’nde yer alan esas ve ilkelere göre yapılır. Kodlayıcı Uygulama Rehberi, Üst Kurulun internet sitesinde yayınlanır" düzenlemesi yer almıştır. Bu doğrultuda hazırlanan ve Kurul'un internet sitesinde yayımlanan Akıllı İşaretler Kodlayıcı Uygulama Rehberi'nde çocuklar ve gençlerin televizyonun zararlı içeriklerinden korunması için belirlenen akıllı işaretler sınıflandırma sisteminde kullanılan koruyucu sembollerin, "7 yaşın altındakiler", "7-13 yaş" ve "13-18 yaş" olmak üzere, üç farklı yaş grubu temelinde yapılan ayrıma dayandığı görülmektedir. Söz konusu sistemin altyapısını oluşturan akademik çalışmada, bu yaş gruplarının çocuk ve gençlerin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim düzeyleri göz önüne alınarak belirlendiği, çocuk ve gençlerin gelişim özelliklerine göre kendilerine sunulan yazılı ve görsel içerikten farklı biçimlerde etkilendikleri, yaş gruplarının her birinin kendi içinde bile oldukça farklılaşabildiği, örneğin, yedi ve on yaşındaki çocuklar arasında bile belirgin farkların bulunduğu, aynı yaştaki çocukların bilişsel ve duygusal yetilerinin gelişiminin dahi birbirlerine göre farklı olabildiği, ancak etkilenme derecesini ayrıntılandırarak daha çok yaş grubu oluşturmanın uygulamayı güçleştireceği için gerçekçi olmadığı, bu nedenle yaş gruplarının temel gelişimsel değişme yaşları dikkate alınarak oluşturulduğu belirtilmiştir. Bu durumda, mevzuatta yer alan "çocuk" kavramı doğrultusunda, yaş grupları bilimsel açıdan tasnif edilerek, çocuk ve gençlerin yaş grupları itibarıyla somut ve soyut algılama ve görsel-işitsel içeriklerden etkilenme seviyelerinin yayın içeriği ve saati dikkate alınarak ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir.
Bilirkişi, mahkeme tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevap oluşturacak nitelikte ve görüşüne başvurulan hususu tam olarak açıklayıcı mahiyette bir rapor vermelidir. Somut duruma uygun olmayan ya da somut durum karşısında yetersiz kalan beyanlar, bilirkişi raporu olarak kabul edilmemelidir (ATALAY Oğuz, Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s.1940-1941).
İdare Mahkemesi'nce bilirkişilerden, dava dosyasında yer alan yayın içeriğinin 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." kuralına aykırılık teşkil edip etmediğinin tespit edilmesi istenilmesine rağmen, anılan bilirkişi raporu incelendiğinde, cinsellik, pornografi ve erotik yayınlara ilişkin genel nitelikli bilgilere yer verildikten sonra, incelenen yayın içeriğinin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek pornografik veya erotik nitelikte olmadığı görüşüne yer verildiği, uyuşmazlık konusu yayının çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimi üzerindeki etkisinin sadece bu kavramlar yönünden sınırlı olarak incelendiği, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek diğer hususların bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek yayın veya programların mutlak suretle erotik veya pornografik içerikli olması gerekmemektedir.
Nitekim, Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen söz konusu yayın ilkesinde de bu yönde bir sınırlamaya yer verilmemiş; hatta aynı maddenin birinci fıkrasının (m) bendinde yayınların müstehcen olamayacağı kurala bağlanmasına rağmen, ayrı bir yayın ilkesi olarak düzenlenmek suretiyle, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türdeki içeriklerin müstehcenlik, cinsellik ve pornografi kavramlarından daha geniş ve kapsamlı nitelikte olduğu kabul edilmiş ve bu içeriklerin tamamının bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde yayınlanması yasaklanmış olup Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, bu hâliyle, tespiti istenilen ve bilirkişi görüşüne başvurulan hususlara ilişkin tam bir açıklama içermediği, somut olay bakımından eksik ve yetersiz bir beyan olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda programda yer alan görüntülerin, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin tespiti amacıyla çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikoloğundan oluşturulacak bilirkişi heyetince yeniden rapor düzenlendikten sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, hükme esas alınabilecek nitelikte bilirkişi raporu temin edilmeden eksik incelemeye dayalı olarak verilen dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.


KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 03/12/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi