Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2015/3127
Karar No: 2020/5782
Karar Tarihi: 03.12.2020

Danıştay 10. Daire 2015/3127 Esas 2020/5782 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/3127
Karar No : 2020/5782

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Köyü Tüzel Kişiliği
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kadastro çalışmalarını engellediğinden bahisle doğrudan gelir desteği ödemesi programından çıkarılan davacı köyün tekrar destek programına alınması istemiyle yapılan başvuru üzerine, Çiftçi Kayıt Sistemi Yönetmeliği uyarınca komisyon marifetiyle yapılacak keşiften sonra değerlendirilme yapılacağı yönünde tesis edilen … tarih ve …. sayılı işleme yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; mahallinde yapılacak keşif çalışmaları ile tarımsal destek programlarında kullanılan kadastro bilgilerinin zemine uygunluğunun ölçüleceği, elde edilecek sayısal veriler esas alınmak suretiyle doğru, eksiksiz bir biçimde ve hakkaniyete uygun olarak yapılacak destek plan ve programının belirleneceği, Çiftçi Kayıt Sisteminin kullanılması, güncellenmesi, geliştirilmesi, bu sisteme yönelik tarımsal destekleme programlarının denetlenebilir, izlenebilir, raporlanabilir bir şekilde yürütülmesinin temini için söz konusu köyün arazilerinin keşif yapılarak sayısal verilerinin tespiti gerektiği açık olup, 2009 tarihinde yapılan çalışmalar sırasında söz konusu köyün yine benzer biçimde keşif yapılmasını engellediği de göz önüne alındığında, arazi bilgilerinin tam ve sağlıklı bir biçimde halen tespit edilemediği anlaşılan köyde yapılacak keşif çalışmaları neticesinde destek ödemelerinin sağlıklı bir biçimde yapılabileceği sonucuna varılmakla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI:Davacı tarafından, 2009 yılına kadar köyde bulunan kişilere eski kayıtlara göre doğrudan gelir desteği ödemesi yapıldığı, Orman idaresi ile köylüler arasındaki mülkiyet sorununun çözümlenmesi gerektiği, Tapu Kadastro Müdürlüğü ile Orman İdaresi arasındaki uyumsuzluğun davacı köy sakinlerinin mağduriyetine sebep olduğu, yeniden keşif yapılmasına gerek olmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davalı idare adına vekil sıfatıyla avukatı tarafından savunma dilekçesi verildiği halde kararda savunma dilekçesi verilmediğinin belirtildiği, lehine vekalet ücretine hükmedilerek kararın düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca karşılıklı olarak savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacı temyizi yönünden yapılan inceleme;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın redde ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyizi yönünden yapılan inceleme;
Davalı idarece, davanın reddine karar verilmesi ve davada vekil ile temsil edilmiş olması nedeniyle adına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin "Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı" başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasında "Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davanın 21/08/2014 havale tarihli dilekçe ile açıldığı, dilekçenin davalı idareye 08/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı idarenin vekili Av. … tarafından imzalanan 03/11/2014 havale tarihli savunma dilekçesi süresinde dosyaya sunulduğu halde Mahkemece, ret ile sonuçlanan davada hüküm kısmında davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davalı idarenin savunma dilekçesinin avukatı tarafından verildiği, idarenin davayı vekili aracılığıyla takip ettiği görülmekle dosyanın tekemmül durumu da dikkate alınarak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değiştirilen 49. maddesinin 1. fıkrasında; "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirirek onar.
b)Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." hükümlerine yer verilmiştir.
Bu durumda, davalı idarenin lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki temyiz iddiası yerinde ise de bu iddia kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49/1-b maddesi uyarınca, temyizen incelenen Mahkeme kararının hüküm kısmına "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm kısmına "karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03/12/2020 tarihinde, davacı temyizi yönünden oy birliğiyle, davalı idare temyizi yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Kararın esas yönünden temyiz edilmemesi nedeniyle onanacak bir kısmının bulunmadığı, vekalet ücretine hükmedilmesinin ise usule ilişkin bir eksiklik olduğu, bu nedenle kararın bu yönden bozulması gerektiği sonucuna varıldığından, aksi yöndeki onanacak bir Mahkeme kararı bulunmadığı halde düzeltilerek onama kararı verilmesi yolundaki Daire katılmıyorum.



(XX) KARŞI OY :

Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davalı idare kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı idarenin lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uygunluk bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi