
Esas No: 2014/16357
Karar No: 2014/16415
Karar Tarihi: 26.5.2014
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/16357 Esas 2014/16415 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan kullandığı kredi nedeni ile dosya masrafı ve yapılandırma masrafı adı altında tahsil edilen 3.555 TL’nin iadesi amacıyla davalı banka hakkında icra takibi yaptığını ancak davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 dan az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazına gelince; davacı eldeki davada, kredi sözleşmesi kapsamında haksız olarak tahsil edilen bedellerin iadesine yönelik icraitakibine vaki itirazın iptali ile yüzde 20 icra inkar tazminatı istemiş, mahkemece davanın kabulüne, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın
2014/16357-16415
gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. İncelenen dosya içeriğine göre de; davaya konu kredi masraflarına ilişkin belgelerin davalı bankada mevcut olduğu ve bu masrafların bankaca bilindiği veya bilinmesi gerektiği anlaşılmakla, artık dava konusu alacağın likit olduğunun da kabülü gerekmektedir. Hal böyle olunca kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hukmedilmesi gerekirken, hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle, davacının temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan hükmün karar bölümünün ( 1 ) nolu bendinde yer alan "icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE" kısmının hükümden çıkarılmasına; yerine "Davacı lehine asıl alacağın yüzde 20"si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine" sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan 242,84 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.