Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, takip konusu ilamın zamanaşımına uğradığını, ilam gereğinin yerine getirildikten sonra alacaklının yeniden üyelikten çıkarılmasına karar verildiğini, takip konusu ilamın bu son çıkarma kararını kapsamayacağından takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ilamın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.
Kural olarak bir ilam, ancak konusu ile sınırlı olup, dava tarihinden sonra yaşanacak aynı nevi ihtilafları kapsayıp kapsamayacağı, ilamın nevi ve niteliğine göre sonuç doğuracaktır. Örneğin, el atmanın önlenmesi ve yıkım ile ilgili verilen bir kararda aynı yere, aynı kişi tarafından sonradan yapılan müdahaleler de, bu ilamın kapsamı içerisinde değerlendirilir ve ayrı bir hüküm almaya gerek kalmadan önceki ilam hükmü tekrar zorla yerine getirilir. ( Dairemizin 7.6.2005 tarih ve 2005-8908 Esas-12286 Karar sayılı içtihadı )
Fakat bazı ihtilaflar vardır ki, dava tarihinden sonra yaşanacak benzer bir uyuşmazlığa, ilk ihtilafla ilgili olarak verilen ilamın uygulanması söz konusu olamayacaktır. Zira bu tip durumlarda, her bir sorunun (olayın) çıkış nedeni ve koşulları farklı olup ayrı bir dava konusu olacaktır.Ortaklık veya üyelikten çıkarma kararları gibi.
Somut olayda, takip konusu ilamda, 27.3.1993 tarih ve 13 sayılı, T.K.’ ın ortaklıktan çıkarılma kararının iptali söz konusu olup, bu tarihten sonra alacaklının, borçlu Kooperatif tarafından 10.5.2000 tarihinde kaydının yapıldığı icra dosyasındaki karar defteri suretinden anlaşılmaktadır.Ancak T.K.’ ın , bu tarihten sonra 4.5.2001 tarihinde ikinci kez üyeliğinin iptaline karar verilmiş olup, takip ve icra emrinde istenen yeniden kayıt yapılması istemi tarihi dikkate alındığında, istem 4.5.2001 tarihli üyeliğin iptaline yönelik olup takip konusu ilam, artık bu 2. üyelikten çıkarma kararını kapsamayacaktır. Borçlu kooperatifin bu son kararı ayrı bir dava konusu olacağından, şikayetin bu nedenle kabulü yerine bu durum tartışılmaksızın, sadece zamanaşımı dolmadığı gerekçesi ile ret kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.