Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık 3. kişinin İcra İflas Kanun"un 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu taşınır mallar kardeş olan davacı ile borçlunun birlikte oturduğu evde 06.07.2005 tarihinde haczedilmiştir. Haczin yapıldığı ev adresinin kapısında borçlunun ismi yazılı olup; kapıcı borçlunun bu adreste oturduğunu beyan etmiştir. Haciz mahallinde ise yine borçluya ait birkısım belgeler bulunmuştur. Tüm bu maddi olgular dava konusu ev eşyaların borçlu elinde haczedildiğinin kabulünü gerektirmektedir. Bu halde İcra İflas Kanun"un 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup; karine aksinin davacı tarafından kesin ve güçlü delillerle ispat gerekir.
Davacı 3. kişi; yasal karinenin ispatı yönünde herhangi bir mülkiyet belgesi ibraz etmemiştir. Dinlenen tanık anlatımları ise hükme yeterli inandırıcı nitelikte bulunmamıştır.
Bu nedenlerle; davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken; aksi düşüncelerle kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı alacaklıya iadesine, 12.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.