
Esas No: 2015/4552
Karar No: 2016/3530
Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/4552 Esas 2016/3530 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Davacı, 05.01.1990-04.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini 01.11.1995-04.10.2010 tarihleri arasındaki dönem olarak değiştirmiştir.
Mahkemece, ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Yusuf Şahan Kırca tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının 04.10.2000 tarihinden itibaren Kurumca Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesine ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönemin 01.11.1995-04.10.2000 tarihleri arasında olmasına rağmen, maddi hata sonucu, davacının 01.11.1995-04.10.2010 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-) Yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde sayılarak, (ğ) bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir. 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.
Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır(HMK m. 326/2).Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Somut olayda; mahkemece, ıslah talebi doğrultusunda karar verildiği görülmekle, bu hali ile dava dilekçesindeki talep çerçevesinde kısmen haklı çıktığı belirgin olan davalı Kurum lehine, avukatla temsil edildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı Kurumun, kabul ret oranına göre yargılama gideri ile sorumlu tutulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının tespite ilişkin 1 numaralı bendinin tamamen silinerek, yerine, “1-Davanın kısmen kabulü ile, davacının 01.11.1995-04.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun tespitine,” cümlesinin yazılmasına; yargılama giderine ilişkin 3 numaralı bendinde yazılı “davalı taraftan” sözcüklerinden önce gelmek üzere, “takdiren 178,75 TL’sinin” rakam ve sözcüklerinin, aynı bent sonuna “fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına; vekalet ücretine ilişkin 4 numaralı bendi sonuna “1.500,00 TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.