
Esas No: 2016/5677
Karar No: 2016/7845
Karar Tarihi: 17.10.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/5677 Esas 2016/7845 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Adil Mahallesi çalışma alanında bulunan 124 ada 7 parsel sayılı 149.17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunduğu iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; dava konusu İstanbul İli, Sultanbeyli İlçesi, Adil Mah., 124 ada, 7 nolu parselde kayıtlı 312,73 metrekare alanlı bahçe vasıflı taşınmazın yapılan keşifte alınan bilirkişi raporuna göre, davacıların zilyetliğinde olduğu anlaşılmakla, tapu kaydının beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz bahçe, yarı yarıya .... mirasçılarının 2001 yılından beri fiili zilliyetliğindedir.” şerhinin işlenmesine, karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın davacıların zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşifte mahalli bilirkişi dinlenmemiş; davacı tanıklarının tespit tarihi itibari ile çekişmeli taşınmaz üzerinde kimin ne suretle ve ne zamandır zilyet olduğu konusunda yeterli bilgi içermeyen beyanları ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, mahalinde taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve fen bilirkişisi aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın tespit tarihi itibari ile kime ait olduğu ve kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz içinde bulunan ağaçların hangi tarihte kim tarafından dikildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisine keşfi denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, tapu kaydında taşınmazın yüzölçümü 149,17 metrekare gösterildiği halde hükme esas alınan 19.03.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın yüzölçümünün neye dayanılarak 312.73 metrekare olarak belirtilmiş olduğu hususunda ek rapor alınmadan taşınmazın raporda belirtilen yüzölçümü ile tesciline dair hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.