17. Hukuk Dairesi 2016/19027 E. , 2017/10285 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin aracının 04.03.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda ağır hasara maruz kalmış olduğu, aracın davacı adına ... şirketine 09.02.2015/2016 tarihlerini kapsayan “Genişletilmiş Kasko Poliçesi” ile sigortalı olduğu, söz konusu poliçenin kaza tarihini kapsadığı, huzurda ki davanın sigortalının sigortacısına karşı ... sözleşmesinden dolayı açtığı tazminat davası olup,işletilecek faizin “avans faizi” olduğu, davalı ... şirketinin hasar tazmini talebini reddetmeleri üzerine mevcut ... poliçesinden doğan ödeme sorumluluğunu yerine getirmediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.000 TL"nin 04.05.2015 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekili; davacı tarafın 04.03.2015 tarihinde hasarlanan aracın hasar bedelini kasko sigortasını yapan şirket olarak kendilerinden talep ettiğini, ancak Kasko Genel Şartları uyarınca sürücünün olay yerinden firar etmesinin teminat harici olduğunu, bu sebeple aleyhlerinde açılan bu davanın reddi gerektiğini, davacının davalı şirkete başvurması sonucunda davacı şirket bünyesinde ... nolu hasar dosyası açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ederek Kasko Genel Şartlan uyarınca üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, bu sebeple aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko ... poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun"un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, ..., vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun"un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun"un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı TKHK"nın “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Somut olayda dava 02.06.2015 tarihinde açılmış olup, davacı sigortalı davalı kasko şirketinden aracında oluşan hasar bedelini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri Tüketici Mahkemesi olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.