11. Hukuk Dairesi 2013/8167 E. , 2013/23005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.10.2012 tarih ve 2010/589-2012/219 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine taşıma sırasında oluşan hasarın ödenmemesinden dolayı alacağın tahsili amacıyla Kadıköy 1. İcra Müdürlüğü"nün 2010/2847 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının yapılan icra takibine itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalının itirazın iptali ile takibine devamına, %40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hasarlandığı iddia edilen yükün 13/05/2009 tarihinde boşaltma limanında tahliye edildiğini, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ihbar şartının kanuna uygun şekilde yerine getirilmediğini, müvekkil şirketin dava konusu hasardan konşimento ve taşıma şartları gereği sorumlu olmadığını, talep edilen tutarın ve faiz oranının fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yükte meydana gelen ziyanın tahliye esnasında meydana geldiği, alıcı Toprak Mahsulleri Ofisi ve yardımcı şahısları olan liman işçilerinin tahliyede çuvalların elleçlenmesi esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri sonucu bir kısım çuvalların yırtıldığı ve patladığı, konişmentoya konulan FIOS şartı kaptanın nezaret görevini, yükleme ve boşaltma işçilerini gözetme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz ise de, ziyanın deniz taşımasının doğasından kaynaklanan bir ziya olmayıp liman işçilerinin kötü elleçlemesinden ve alıcı Toprak Mahsulleri Ofisinin tahliye sırasında gemi ile sahil arasına ağ bırandalar sermek, sahilde yere bıranda sermek, doğru sapan ve aparatlar kullanmak suretiyle çuvalların yırtılmasını önleme, kalifiye personel kullanma gibi zararı önleyecek tedbirleri almaması sonucu doğduğu, alıcı Toprak Mahsulleri Ofisi yada temsilcisi tarafından TTK 1066.maddeye uygun şekilde taşıyana ihbar mektubu da
gönderilmediği ve ekspertiz yapılması için taşıyanı bilgilendirmediği, tahliye sırasında meydana gelen ziyada taşıyana izafe edilecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, 13.05.2009 tarihli Gemi Tahliye Başlama - Bitiş ve Duraklama Tutanağında “100.000 çuvalda 4.989.880 kg/bürüt pirinç tahliye edilmiş olup, 402 çuval yırtık ve hasarlı olarak teslim alınmıştır.” ibaresi yazılmış olup, bu tutanakta gemi kaptanının ve gemi acentesinin imzası bulunmaktadır. Mahkemece, bu tutanak değerlendirilmemiştir. Ayrıca Dairemiz içtihatlarında da belirtildiği üzere, FİOS kaydı bulunması taşıyanın sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmaz. TTK 975. maddesi uyarınca kaptanın nezaret görevi, yükleme ve boşaltma işçilerini gözetmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu durumda, taşıyanın müşterek kusuru da nazara alınması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.