
Esas No: 2009/275
Karar No: 2009/759
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/275 Esas 2009/759 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ÇERKEZKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
TARİHİ : 01/10/2007
NUMARASI : 2003/10-2007/498
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 437 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümü cebir, şiddet ve tehditle alınan senet bedeli karşılığı zor kullanılarak davalı M.e temlik etmek zorunda bırakıldığını, bedel ödenmediğini, iradesinin fesata uğratıldığını, yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, tapunun iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur. Yargılama devam ederken vefat ettiğinden davalı mirasçıları, davada taraf olmuşlar, çekişmeli taşınmazın bedelinin ödenerek satın alındığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından 23.12.2002 tarihli akitle 5.000.-YTL bedelle davalıların miras bırakanı M.Ç.a satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
İddianın ileri sürülüş biçiminden davacının ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere; bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz.Borçlar Kanunun 30.maddelerinde belirtildiği üzere ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması,ikraha maruz kalanın subjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.Hemen belirt mek gerekirki iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile fesedilebileceği gibi def"i veya dava yoluylada kullanılabilir.Sözleşme iptal edil mekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tesçil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
Somut olaya gelince; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilip incelenen asliye ceza mahkemesinin 2003/183-613 karar sayılı dava dosyası, tanık beyanı tarafların iddia ve savunmaları yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının M.Ç.a yaptığı temlikin gerçek iradesi ürünü olmadığı, davacının korkutularak temlikin gerçekleştirildiği, bedel ödenmediği, ikrah koşullarının varolduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, dayanılan hukuki sebep gözetildiğinde, iddianın senetle ispat zorunluluğunun bulunmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.