8. Hukuk Dairesi 2014/2344 E. , 2014/11291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2013
NUMARASI : 2013/635-2013/672
B.. A.. ile T.. E.. B.. ve müşterekleri ralarındaki istihkak davasının kabulüne dair Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.11.2013 gün ve 635/672 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden T.. E.. B.. vekili Avukat A.. A.. ve karşı taraftan B.. A.. vekili Avukat S.. B.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12959 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/243 sayılı Talimat dosyasında yapılan 16.05.2012 günlü hacze konu 500 ton ham ayçiçeği yağının 11.05.2012 tarihli fatura kapsamında borçludan satın alındığını, C.. isimli dava ve takip dışı firmanın antreposunda haczedildiğini, hacizde İİK’nun 99. maddesinin uygulanması gerektiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava ve takip dışı firmaya ait antrepoda borçluya ait olduğu gösterilen emtianın haczedildiğini, istihkak bildirim varakasının tebliğinden itibaren 3 günlük yasal süresi içinde itirazda bulunduklarını, davacı üçüncü kişinin mülkiyet hakkını kazanamadığını, kaldı ki haczin yapıldığı tankların değil 13 numaralı tankın kira bedelini ödediğini, borçlunun verdiği taahhütname ile emtianın alacaklının onayı ve izni olmadan depodan çıkartılamayacağını kabul ve beyan ettiğini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haciz tarihi itibarı ile davalı banka ve takip borçlusu arasında geçerli bir rehin ilişkisinin kurulamadığı, bu nedenle hacizli emtia üzerinde rehin hakkının bulunmadığı, dava konusu ayçiçeği yağının 16.05.2012’de borçlu şirketten satın alındığı ve Gümrük Yönetmeliği’nin 332/2. maddesi gereğince mülkiyetinin davacı üçüncü kişi şirkete geçtiği, hacizden sonra borçlunun iflasına karar verildiği, iflas kararının kesinleşmediği, temyizle de bu sürecin uzayacağı, bu nedenle bekletici mesele yapılmayarak eldeki davada istihkak iddiası ile ilgili karar verilebileceği, bağlantılı davada tazminata hükmedildiği için bu dosyada tazminata karar verilmesinin davalı alacaklıyı mağdur edeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Takip borçlusu O.. Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2013/426 Esas–2013/314 Karar sayılı dosyası üzerinden verilmiş 27.07.2012 tarihli iflas kararı bulunmaktadır. İflas kararının kesinleşmesi üzerine anılan borçlu hakkındaki takipler ve hacizler İİK’nun 193/2. maddesi uyarınca düşecektir. Bu durum istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için Mahkemece sonucu bekletici mesele yapılmalıdır.
Borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine de; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekir.
Bu husus dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır,
2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ:Davalı alacaklı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 14.850,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadsine, 03.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96 vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak davası”dır. Dava takip borçlusu O.. Dış Ticaret Limited Şirketi ve takip alacaklısı hasım gösterilmek suretiyle açılmıştır.
Davalı takip borçlusu O.. Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 27.07.2012 tarin 2013/426 Esas, 2013/314 Karar sayılı iflas kararı vermiş ve iflas açılmıştır. İflasın açılması ile borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipler durur ve iflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer. (İİK. m. 193/1, 2). İflasın kesinleşmesiyle İcra takipleri düşerse de; icra takipleriyle ilgili hukuk davaları iflasın kesinleşmesiyle düşmez; bu davalar iflasın açılmasıyla sadece durur. Hukuk davalarının durumu süresi ise, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadardır. (İİK"nun m. 194). Müflisin davalı olduğu davalarda, İflas masası davanın kabul edildiğini mahkemeye bildirmezse belirtilen on günlük süre geçince, davacının davanın iflas idaresine (masasına) karşı devam etmesini mahkemeden talep etmesi gerekir.
Somut olaya gelince istihkak davası iflas kararının açılmasıyla duran, kesinleşmesiyle düşen icra takibiyle ilgili ise de; borçlunun iflasına karar verilmesi sonucu, haczin hüküm ve sonuçları iflas masası lehine mevcut olmakta devam ettiğinden; iflas kararının kesinleşmesine kadar istihkak davasına mevcut durumuyla devam edilmesi kesinleştiğinde, ise, davalı borçlu yerine iflas masası geçeceğinden, dava dilekçesi ve duruşma gününün iflas idaresine tebliğ edilerek davaya devam edilmesi gerekir. İflasın kesinleşmiş olması, davalı borçluya karşı açılmış iflas davasının durması sonucunu yaratmaz. Bu sonuç, İcra Mahkemesi"nin istihkak davasını süratle ve diğer davalardan önce karara bağlaması gerekliliğini düzenleyen İİK"nun m. 97/son ve İcra Mahkemesi"ne arzedilen hususların ivedi işlerden olduğu ve basit yargılama usulünün uygulanacağına ilişkin İİK"nun m. 18/1. maddesindeki düzenlemeyle de uyumludur. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iflas dosyası getirtilmeli, iflas kararı verilmiş fakat kesinleşmemiş ise istihkak davasına devam edilmeli, iflas kararı kesinleşmiş ise de borçlu yerine iflas idaresine tebligat yapılmak suretiyle davanın görülmesine devam edilmesi gereklidir. Değerli çoğunluğun iflas davasının kesinleşmesinin HMK"nun 165. madde uyarınca bekletici sorun yapılması ve iflas kararının kesinleşmesi halinde de davanın konusuz kalacağına ilişkin karar ve değerlendirmesine katılmıyorum. Temyiz edilen hükmün açıkladığım yönde bozulması gerektiği düşüncesiyle, değerli çoğunluğun bozma kararına katılmakla birlikte bozma gerekçesine katılmıyorum.03.06.2014