
Esas No: 2008/11600
Karar No: 2009/1082
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/11600 Esas 2009/1082 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : EZİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2008
NUMARASI : 2002/18-2008/121
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 225 ada 26 parsel sayılı taşınmazını zirai ilaç bayiliği ve gönderilecek malların teminatı olarak muhtelif teminat senetleri ile birlikte davalıya temlik edildiğini, ancak davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Taşınmazın dava esnasında dava dışı üçüncü kişiye satılması üzerine davacı talebini ıslah ederek bedele dönüştürmüştür.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair karar Dairece “… ayın istekli bir davanın ıslah yolu ile bedele dönüştürülebileceği, hal böyle olunca ıslah talebinin dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle …” bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince bedele hükmedilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava inançlı işleme dayalı olarak açılan tapu iptal tescil ve isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın bedel yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delilerden, davacının kayden maliki olduğu 26 parsel sayılı taşınmazı 10.5.1999 tarihinde satış suretiyle davalı Ç.M.a temlik ettiği görülmektedir.Bilahare anılan taşınmazın Ç. tarafından dava dışı M.Y.’a 27.12.1999 tarihinde satıldığı da sabittir.
Davacı anılan taşınmazı davalıya zirai ilaç bayiliğinin teminatı olarak devrettiğini,ancak davalının bayilik anlaşması hükümlerini yerine getirmediği gibi taşınmazı da iade etmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmış bilahare taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle davasını ıslah ederek talebini bedele dönüştürmüştür.
Davacı ile davalı C.arasındaki çekişmenin 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur.Ancak yazılı belge ile iddiasını ispatlayamayanın başvuracağı son çare şayet davada dayanılmışsa yemin teklifinden ibarettir.
Somut olayda davacının davalıya yemin teklif etmesi üzerine, mahkemece davacının dava dilekçesindeki adresine talimat yazılarak davalıya yemin davetiyesinin tebliğ edilerek gereğinin yerine getirilmesi istenmiş, davalının adresinde bulunmaması üzerine Tebligat Yasasının 35. md. hükmüne göre tebliğ yapılmış ve bunun üzerine davalının yeminden imtina etmesi nedeniyle yemin metninin içeriğini kabul ettiği var sayılarak yazılı olduğu üzere bedele karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, davalı dava aşamasında vekilini değiştirmiştir.Yeni vekilin dosyaya ibraz ettiği vekâletnamesinde ise davalının yeni adresinin yazılı olduğu görülmektedir.Bu durumda, davalının yeni adresine yemin davetiyesinin gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıda da değinildiği üzere davalının dava dilekçesinde belirtilen eski adresine yemin davetiyesi çıkarılarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 29.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.