
Esas No: 2015/8048
Karar No: 2015/8048
Karar Tarihi: 28/6/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İSMAİL ALTUNDAL BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/8048) |
|
Karar Tarihi: 28/6/2018 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
Raportör Yrd. |
: |
Halil İbrahim DURSUN |
Başvurucu |
: |
İsmail ALTUNDAL |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ilk yardım hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde
işlememesi sonucu ölüm olayının meydana gelmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 14/12/2011 tarihinde yaşamını yitiren 1946 doğumlu Ş.A.nın oğludur.
A. Başvurucunun Annesi Ş.A.nın Ölümü
9. Başvurucunun babası M.A. 13/12/2011 tarihinde saat 00.27"de
Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezini arayarak rahatsızlanan eşi Ş.A.nın hastaneye sevki için
evlerine ambulans gönderilmesi talebinde bulunmuştur.
10. Başvurucunun babası ile Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol
Merkezinde telefonu yanıtlayan görevli arasındaki konuşma şöyledir:
"112 : Alo
M.A. (Başvurucunun babası) :
Hayırlı akşamlar.
112 : Buyrun, iyi akşamlar
M.A.: Hanımefendi, benim eşim, acile hemen
gitmesi lazım.
112 : Nesi var, şikâyeti nedir
M.A.: Karnı müthiş şiş, nefes alamaz halde,
çok zor durumda
112 : Yeni mi oldu?
M.A.: Efendim
112 : Yeni mi oldu?
M.A.: Bu akşam
112 : Kaç yaşında?
M.A.: Efendim
112 : Kaç yaşında
M.A.: 65 yaşında
112 : Başka bir hastalığı var mıydı?
M.A.:Var, şeker var, kalp var
112 : Şu anda nefes alamıyor.
M.A.: Çok zorlanıyor"
112 : Zorlanıyor?
M.A.: Çok zor alıyor
112 : Tamam söyleyin adresi"
(...)
[Başvurucunun babası evin adresini tarif etmeye çalışıyor]
112 : Bakın ben ambulansa bu şekilde tarif edemem de, bana deyin ki, bu
caminin önüne gelsinler ordan alayım, ya da
Muhtarlığın önüne gelin, neresi yakın böyle
M.A.: Hanımefendi hastanın gelecek durumu yok
ki!
112: Hastayı getirmeyeceksiniz, sadece
ambulans ile sizi buluşturacağız, eve götüreceksiniz ambulansı
M.A.: Tamam, Şeker Mahallesi Muhtarlığını
biliyorlar mı?
112 : Evet, evet
M.A.: Ben Muhtarlığın oraya geleyim.
112 : Tamam, Şeker Mahallesi Muhtarlığı
M.A.:Tamam,
ben oraya geliyorum
112 : Tamam, hemen gelin, ben o arada ambulansı
M.A.: Tamam, bir zahmet hemen"
112 : Tabi, hemen çıkacak, geçmiş olsun"
11. Kayseri 112 Acil İl Ambulans Servisi Çağrı Kayıt Formu"na (Çağrı Kayıt Formu) göre çağrı saati 00.27.52 olup
ambulansın hareket saati 00.33.02"dir. Çağrı Kayıt Formu"na
göre ambulans buluşma noktasına saat 00.43.08"de ulaşmış, olay yerine ise
00.44"te varmıştır. Çağrı Kayıt Formu"na göre saat
00.49.47"de olay yerinden hareket eden ambulans saat 00.55"te Kayseri Eğitim ve
Araştırma Hastanesine gelmiştir. Çağrı Kayıt Formu"nun
Ön Tanı başlıklı kısmında kvs-arrest (kalp durması) açıklaması bulunmaktadır.
12. Başvurucunun anlatımına göre Kayseri Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Acil Servisinde annesinin kalbi yeniden çalıştırılmış ancak evde
yaşanan kalp durması sonucu bitkisel hayata giren annesi kurtarılamayarak 14/12/2011
tarihinde yaşamını yitirmiştir.
B. Tam Yargı Davası Süreci
13. Başvurucu 22/3/2012 tarihinde Sağlık Bakanlığına müracaat
etmiş ve anılan olay sebebiyle uğramış olduğu manevi zararlarının tazmin
edilmesi talebinde bulunmuştur. Sağlık Bakanlığı başvurucunun talebinireddetmiştir.
14. Bunun üzerine başvurucu 20/7/2012 tarihinde Ankara 4. İdare
Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde özetle
Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu annesinin
yaşamını yitirdiğini ileri sürmüştür. Başvurucu bu kapsamda, kalbi sıkışan
annesinin yanındaki tek kişi olan babasının "Adres
bulamayız." gerekçesiyle evden dışarı çıkmaya
yönlendirilmesinin hatalı olduğunu, kalbi sıkışan bir hasta ve hasta yakınına
yapılan yönlendirmenin bu olmaması gerektiğini, bu yönlendirmenin annesini daha
da telaşlandırdığını ve kalp krizini ağırlaştırdığını belirtmiştir. Başvurucu
bu kapsamda ayrıca Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin evdeki tek kişi
olan babasını dışarı çıkmaya yönlendirmek yerine "Beyefendi, beyne kan gitmesi için hastayı rahat bir şekilde
yatırınız, hastayı teskin ediniz, bir kalp ilacı varsa veriniz, yine de
kendinden geçecek olursa kalp masajı yapınız, suni solunum yapınız."
şeklinde yönlendirmesinin daha yerinde olacağını ifade etmiştir. Başvurucu,
böyle bir yönlendirme yapılmış olsaydı belki de annesinin şu an hayatta
olacağını ifade etmiştir.
15. Davalı idare; Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezine
gelen çağrıdan yaklaşık on beş dakika sonra olay yerine varıldığını, hastaya
ilk müdahalenin olay yerinde yapıldığını ve ambulansla hastaneye ulaşılana
kadar hastaya ambulans içinde gerekli müdahalenin yapıldığını belirterek
davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı idare, savunma dilekçesinde
ayrıca Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezine gelen çağrı üzerine telefonu
yanıtlayan personel tarafından hastanın sağlık durumunun ve adresinin
öğrenilmeye çalışıldığını, bölgeye en yakın birinci ve ikinci ambulansın
görevde olması nedeniyle olay yerine yönlendirilen üçüncü ambulansın bölgeyi
iyi bilmeme ihtimaline binaen hasta yakınından daha detaylı adres temin
edilmeye çalışıldığını fakat hasta yakınının adresi bulmayı kolaylaştıracak
sabit bir nokta belirtememesi üzerine buluşma noktası olarak mahalle
muhtarlığının belirlendiğini ifade etmiştir.
16. Ankara 4. İdare Mahkemesi 31/10/2013 tarihli kararla
tarafların beyanlarını ve dava dosyasında bulunan diğer bilgi ve belgeleleri dikkate alarak davanın reddine karar vermiştir.
Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"(...)
Her ne kadar davacı tarafından 112 acil servis
personelince "Beyefendi beynine kan gitmesi için hastayı rahat bir şekilde
yatırınız, hastayı teskin ediniz, bir kalp ilacı varsa veriniz, yine de
kendinden geçecek olursa kalp masajı yapınız, suni solunum yapınız" gibi
yönlendirilmesi gerektiği fakat bu yapılmayarak adresin bulunması için
"evden dışarı belli bir yere muhtarlığa çıkın" şeklindeki yönlendirmenin
yanlış bir yönlendirme olduğu ve hizmet kusuru oluştuğu ileri sürülmekte ise
de; sağlık ekiplerince hasta görülmeden ve rahatsızlığın nedeni anlaşılmadan
yapılan yönlendirmelerin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği, olayda hastaya
en hızlı şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu dikkate alındığında; davacının söz
konusu iddiasına itibar edilmemiştir.
Olayda, acil komuta kontrol merkezine ilk
çağrının düştüğü andan itibaren kısa bir süre içinde (yaklaşık 15 dakika)
hastaya ulaşılarak müdahale edildiği, davalıidarece
sunulan 112 acil sağlık hizmetinde herhangi bir hizmet kusuru bulunduğundan söz
edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davacının anılan olay nedeniyle davalı
idarenin hizmet kusurunda bulunduğundan bahisle toplam 5.000,00 TL manevi
tazminat istemi yerinde bulunmamıştır."
17. Başvurucu 30/1/2014 tarihli dilekçeyle ilk derece mahkemesi
kararına itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz dilekçesinde, genel olarak dava
dilekçesindeki hususları yinelemiş ve ilk derece mahkemesi kararının
kaldırılması talebinde bulunmuştur.
18. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. Kurulu 4/3/2015 tarihli
ilamla başvurucunun itirazının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının
onanmasına karar vermiştir.
19. Bu karar 28/4/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
20. Başvurucu 14/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
21. 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin
ikinci maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bakanlığın görevi; herkesin bedenî,
zihnî ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hâli içinde hayatını sürdürmesini
sağlamaktır."
22. 11/5/2000 tarihli ve 24046 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği"nin (Yönetmelik) "Tanımlar" kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“Bu
Yönetmelikte geçen deyimlerden;
(...)
f) Merkez: Acil sağlık çağrılarının
karşılandığı ve ambulansların sevk ve idare edildiği komuta kontrol merkezini,
g) İstasyon: Acil çağrılara olay yerinde ve
nakil sırasında sağlık hizmeti vermek üzere ambulans ve ekiplerin bulunduğu
birimleri,
h)Acil Servis: Sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk
tüzel kişileri ve gerçek kişiler tarafından kurulmuş yataklı tedavi kuruluşları
bünyesinde yer alan acil servisleri,
i) Acil Sağlık Hizmetleri: Acil hastalık ve
yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi
araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve
kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetlerini,
j) Acil Yardım: Acil sağlık hizmetleri
konusunda özel eğitim görmüş ekipler tarafından, tıbbî araç ve gereç desteği
ile olay yerinde ve hastaneye nakil sırasında verilen hizmetlerin bütününü,
k) İlkyardım: Herhangi bir kaza ya da yaşamı
tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya
kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek
amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle
yapılan ilaçsız uygulamaları,
l) Acil Tedavi: Hastaneler ile diğer sağlık
kurum ve kuruluşlarında acil tıbbî tedaviye ihtiyacı olanlara sunulan
hizmetlerin bütününü,
(...)
r) İl Ambulans Servisi: İldeki tüm ambulans
hizmetlerini koordine eden, Bakanlık ve kendisine bağlı diğer ambulanslarla
hizmeti sunan başhekimlik, merkez ve istasyonlardan oluşan kuruluşu,
s)Başhekimlik: İl ambulans servisi başhekimliğini,
t)Başhekim: İl ambulans servisi başhekimini,
(...)
ifade eder.”
23. Yönetmelik"in "Acil sağlık yardımı çağrısı" kenar
başlıklı 18. maddesi şöyledir:
"Hizmete ulaşmada ilk aşama, acil sağlık
yardımı gerektiren durumlarda merkeze yapılan başvuru niteliğindeki çağrıdır.
Çağrı merkeze, ücretsiz aranabilen 112 numaralı telefon aracılığı ile veya
diğer iletişim araçları vasıtası ile yapılır. Çağrı, merkezin gerekli hizmeti
değerlendirmesi ve planlayabilmesi için olay yeri ve niteliği bilgilerinin
yanında hasta ya da yaralı sayısı gibi bilgileri de içerir."
24. Yönetmelik"in "Çağrının Değerlendirilmesi" kenar
başlıklı 19. maddesi şöyledir:
"Merkez, topladığı bilgiler ışığında,
talebin acil sağlık hizmeti gerektirip gerektirmediğini değerlendirir.
Değerlendirme yetkisi çağrıyı alan tabibe aittir. Tabip, talebin acil sağlık
hizmeti gerektirmediğine kanaat getirir ise, talebi reddetme yetkisine sahip
olup, bu takdirde talebin nasıl karşılanabileceğini bildirmekle de yükümlüdür."
25. Yönetmelik"in "Yönlendirme" kenar başlıklı 20. maddesi
şöyledir:
"Bu Yönetmelikte, acil sağlık hizmeti
içinde belirtilen istasyonlar, acil servisler ve destek hizmetleri
gerektiğinde, Merkez tarafından yönlendirilir. Yönlendirme, yardım talebinin
ulaşmasını takiben, Merkez tarafından mevcut iletişim sistemi ile en kısa
sürede, talebin mahiyetine en uygun ve/veya en yakın birim veya birimlerin
görevlendirilmesi suretiyle yerine getirilir. Ayrıca Merkez, durumun niteliğine
göre ihtiyaç duyduğu diğer kuruluşları da hizmetlerini yönlendirebilmeleri
maksadıyla bilgilendirir.
Merkez, ekip tarafından müdahale esnasında
talep edilen tıbbi danışmanlık için 24 saat süre ile gerekli tıbbi danışman
bulundurmak veya tıbbi danışmanlık yapacak Müdürlüğün teklifi Valiliğin onayı
ile yetkilendirilmiş bir uzman hekime yönlendirmekle yükümlüdür. Gerektiğinde
Eğitim Hastaneleri ve Üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzman hekimlerden
de bilgi desteği alınır."
26. Yönetmelik"in "Talebin
Yönlendirilen Birim Tarafından Karşılanması" kenar başlıklı 21.
maddesi şöyledir:
"Merkez tarafından yönlendirilen birim en
kısa sürede olay yerine ulaşır. Olay yerine ulaşan ekip, yönlendirme sırasında
ve olay yerinde edindiği bilgiler ışığında acil sağlık yardımını
gerçekleştirir. Bu müdahale sırasında hizmeti sunan ekip tarafından yapılan
değerlendirme sonucunda, ileri tıbbî müdahaleye ihtiyacı olan hastanın ambulans
ile nakline karar verilir. Hizmet olay yerinde verilmiş ve hastanın daha ileri
tıbbî müdahaleye ihtiyacı bulunmuyor ise, ekip sunduğu hizmet ile ilgili
bilgileri merkeze bildirir."
27. Yönetmelik"in "Nakil" kenar başlıklı 22. maddesi
şöyledir:
"Ekip, nakle karar verir ise, nakil
başlamadan Merkez ile iletişime geçerek, gerektiğinde hastanın durumuna en
uygun acil servis hakkında yönlendirme ister.
Merkez, hizmet kapsamında yer alan acil
servislerin o andaki kapasiteleri ışığında, ekibi yönlendirir. Merkez,
yönlendirmeyi takiben, gerektiğinde acil servisi olay hakkında bilgilendirir.
Nakil sırasında gerekli görülüyor ise, tıbbî
müdahale sürdürülür. Nakil sırasındaki tıbbı müdahalenin yürütülmesi için,
bilgi desteğine ihtiyaç duyulur ise, uygun kurum ve kuruluş ile Merkez
üzerinden veya iletişim imkanı var ise doğrudan temas
kurulur."
28. Yönetmelik"in "Acil Servise Nakil" kenar başlıklı
23. maddesi şöyledir:
"Hasta acil servise, tıbbî değerlendirme,
müdahale ve gerektiğinde stabilizasyon sağlandıktan sonra gerekli
bilgilendirmeyi takiben nakledilir."
29. 22/5/2002 tarihli ve 24762 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan (mülga) İlkyardım Yönetmeliği"nin "Tanımlar"
kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Yönetmelikte geçen;
(...)
e) İlkyardım: Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık
görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması yada durumun
daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç
aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamaları,
(...)
k) İlkyardımcı: İlkyardım tanımında belirtilen
amaç doğrultusunda, hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut
araç ve gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan en az Temel İlkyardım Kursu
alarak ilkyardımcı sertifikası almış kişiyi,
(...)
ifade eder."
30. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” kenar başlıklı 13.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“İdari
eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu
eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle
öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren
beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini
istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu
konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış
gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren,
dava süresi içinde dava açılabilir.”
B. Uluslararası Hukuk
31. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) "Yaşam hakkı" kenar başlıklı 2.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
"Herkesin yaşam hakkı yasayla
korunur."
32. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre yaşam hakkının
devlete yüklediği pozitif yükümlülükler -ister özel hastane ister devlet
hastanesi olsun- hastaların yaşamlarının korunmasını teminat altına alma
zorunluluğu getiren düzenleyici bir çerçeve oluşturulmasını gerekli kılar (Asiye Genç/Türkiye, B. No: 24109/07,
27/1/2015, § 67).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
33. Mahkemenin 28/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
34. Başvurucu, annesinin yaşamını yitirmesine neden olan olayda
babası M.A.yı yanlış
yönlendiren Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personelinin ağır kusurunun
bulunduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu; annesinin hayatta kalabilmesi için
gerekli olan en basit ilk yardım yönlendirmesinin dahi yapılmadığını, tam
aksine ambulans gelene kadar annesine ilk yardımda bulunabilecek tek kişi olan
babasının ambulansı beklemek için mahalle muhtarlığına yönlendirildiğini, bu
sırada yapayalnız kalan annesinin kalbinin durduğunu belirtmiştir. Başvurucu,
Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi personelinin ambulans gelene kadar
annesinin hayatta kalmasına ve durumunun daha da kötüye gitmemesine yönelik
hiçbir tedbir almadığını ve yönlendirmede bulunmadığını ileri sürmüştür.
Başvurucu, anılan olay sebebiyle açtığı tam yargı davasında derece
mahkemelerinin de "hastayı hayatta tuttmanın değil, ambulansın çabuk gelmesinin önemli
olduğu" görüşüne itibar ederek ret kararı verdiğini ifade
etmiştir. Başvurucu, bu nedenlerle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
35. Başvurucu, 5.005.000 TL manevi tazminatın ve haksız yere
kendisinden alınan yargılama giderlerinin tarafına ödenmesi talebinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
36. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın
17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes,
yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
37. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Devletin
temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal
hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının
gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
1. Genel İlkeler
38. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma
hakkı birbiriyle sıkı bağlantıları olan devredilmez ve vazgeçilmez haklardan
olup devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunmaktadır.
Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin
yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme, bunun yanı sıra pozitif
bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını
gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin
eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır
(Serpil Kerimoğlu ve diğerleri,
B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§ 50, 51).
39. Söz konusu pozitif yükümlülük sağlık alanında yürütülen
faaliyetleri de kapsamaktadır. Nitekim Anayasa’nın 56. maddesinde; herkesin
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, devletin “herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde
sürdürmesini sağlamak (…) amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp
hizmet vermesini” düzenleyeceği, bu görevini kamu kesimindeki ve
özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek
yerine getireceği kurala bağlanmıştır (İlker
Başer ve diğerleri, B. No: 2013/1943, 9/9/2015, § 44).
40. Yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklere göre
devletin öncelikle yaşamı tehlikeye girebilecek kişilerin yaşamını korumak için
yeterli yasal ve idari çerçeve oluşturması gerekmektedir.
41. Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi
varlıklarını koruma hakkı kapsamında -ister kamu isterse özel sağlık
kuruluşları tarafından yerine getirilsin- sağlık hizmetlerini hastaların
yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli
tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır (Nail Artuç, B.
No: 2013/2839, 3/4/2014, § 35).
42. Devletin sorumluluğunu gerektirebilecek şartlar altında
gerçekleşen ölüm olaylarında Anayasa’nın 17. maddesi devlete, yaşam hakkını
korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını,
bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili
idari ve yargısal tedbirleri alma görevi yüklemektedir. Bu yükümlülük -kamusal
olsun veya olmasın- yaşam hakkının tehlikeye girebileceği her türlü faaliyet
bakımından geçerlidir (Serpil Kerimoğlu ve
diğerleri, § 52).
43. Yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmemiş ise etkili bir yargısal sistem kurma
yönündeki pozitif yükümlülük her olayda mutlaka ceza davası açılmasını
gerektirmez. Bu durumlarda mağdurlara hukuki, idari hatta disiplinle ilgili
hukuk yollarının açık olması yeterli olabilir (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri, § 59;
Nail Artuç, § 37).
44. Mağdurların kendi inisiyatifleri ile başvurabilecekleri
tazminat yollarının sadece hukuken mevcut bulunması yeterli olmayıp bu yolların
uygulamada da etkili olmasıgerekir. Bir başvuru
yolunun ancak hak ihlalini önleyebilmesi, devam etmekteyse sonlandırabilmesi
veya sona ermiş bir hak ihlalini karara bağlayabilmesi, bunun için uygun bir
giderim sunabilmesi hâlinde etkililiğinden söz etmek mümkün olabilir (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, §
26; Filiz Aka, B. No: 2013/8365,
10/6/2015, § 39).
45. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ileri
sürüldüğü tazminat ve tam yargı davalarında derece mahkemelerinin Anayasa’nın
17. maddesinin gerektirdiği özende bir inceleme yapma yükümlülüğü
bulunmaktadır. Bununla birlikte söz konusu özen yükümlülüğü, yaşam hakkı ile
ilgili her davada mutlaka mağdurlar lehine bir sonuca varılmasını garanti
altına almamaktadır (Aysun Okumuş ve Aytekin
Okumuş, B. No: 2013/4086, 20/4/2016, § 73).
2. İlkelerin Olaya Uygulanması
46. Somut olayda başvurucu, Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol
Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu annesinin yaşamını yitirdiği iddiasıyla
idare aleyhine açtığı tam yargı davasının reddedilmesi sonrasında yaşam
hakkının ihlal edildiğini belirterek bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, gerek derece mahkemelerine sunduğu dilekçelerde
gerekse Anayasa Mahkemesine sunduğu bireysel başvuru formunda Kayseri 112 Acil
Komuta Kontrol Merkezi personeli tarafından annesinin hayatta kalabilmesi için
gerekli olan en basit ilk yardım yönlendirmesinin dahi yapılmadığından şikâyet
etmiş olup sağlık ekibinin olay yerine vardıktan sonra yaptığı işlemlerine
yönelik herhangi bir ihlal iddiası ileri sürmemiştir. Başvurucu, Kayseri 112
Acil Komuta Kontrol Merkezi tarafından yönlendirilen ambulansın olay yerine geç
ulaştığı yönünde bir iddia da ileri sürmemiştir. Bu sebeple başvuru, Kayseri
112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi sonucu ölüm olayının
meydana geldiği iddiası ile sınırlı olarak incelenecektir.
47. Mevcut başvuruda yaşam hakkının korunması için oluşturulan
yasal çerçevenin yetersiz olduğu şeklinde bir iddia ileri sürülmediği gibi
Anayasa Mahkemesi tarafından bu konuda resen gözetilmesi ve incelenmesi gereken
bir hususun da bulunmadığı anlaşılmıştır.
48. Bu durumda başvuru konusu olayda incelenmesi gereken asıl meselenin
yaşam hakkının korunması için oluşturulan yasal çerçevenin pratikte de etkili
bir şekilde işleyip işlemediğinin tespiti ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
49. Bu bağlamda idari yargıda görülen tam yargı davası sürecine
bakıldığında Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin yanlış yönlendirmesi
sonucu ölüm olayının meydana geldiği iddiasıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine
Ankara 4. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açıldığı, açılan bu davanın ise
sağlık ekiplerinin hastayı görmeden, hastanın rahatsızlığının nedenini
anlamadan yaptığı yönlendirmenin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği ve
olayda hastaya en hızlı şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu gerekçesiyle
reddedildiği, başvurucunun bu karara yaptığı itirazın reddedilmesi ile anılan
kararın kesinleştiği görülmektedir.
50. Somut olayda başvurucunun babası M.A., Kayseri 112 Acil
Komuta Kontrol Merkezini arayarak eşinin karnında şişlik olduğunu ve eşinin
nefes almakta güçlük çektiğini ifade etmiş; evlerine bir ambulans gönderilmesi
talebinde bulunmuştur. Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde telefonu
yanıtlayan görevli personel, başvurucunun babasının anlatımları doğrultusunda
olayın acil sağlık hizmeti gerektirebileceğini değerlendirmiş ve olay yerine
bir ambulans yönlendirme kararı almıştır. Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol
Merkezi personeli, olay yerine bir an önce varılabilmesi maksadıyla hem
ambulans ekibi hem de başvurucunun babası tarafından bilinen bir noktayı
başvurucunun babasına buluşma noktası olarak önermiş ve başvurucunun babasının bu
öneriyi kabul etmesiyle ambulansı buluşma noktasına gitmesi için
yönlendirmiştir. Ambulans ekibi, acil sağlık yardımı çağrısından on altı dakika
sonra buluşma noktasına varmış; bundan bir dakika sonra da olay yerine ulaşarak
başvurucunun annesine gerekli tıbbi müdahaleyi yapmıştır.
51. Başvurucunun babası M.A., Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol
Merkezi ile gerçekleştirilen telefon görüşmesinde eşinin şişkinlik ve nefes
almakta zorluk şikâyetlerinin yanı sıra şeker ve kalp hastalığının bulunduğunu
ifade etmiş ise de eşinin hâlihazırda kalp krizi geçirdiği yönünde bir beyanda
bulunmamıştır. Bu durumda Kayseri 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinin hastayı
görmeden ve hastanın sağlık durumu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan ilk
yardım konusunda başvurucunun babasını yönlendirmek yerine yeterli tıbbi
teçhizata sahip olan sağlık ekibinin bir an önce olay yerine varmasına öncelik
vermesinin somut olayın koşulları bağlamında makul olmadığını söylemek mümkün
değildir.
52. Başvurucu, babasının ilk yardım konusunda ehil bir kişi
olduğu ve ilk yardım eğitimi aldığı yönünde bir beyanda da bulunmamıştır. Bu
bağlamda ilk yardım eğitimi almış kişilerin hastaya yaptığı ufak müdahalelerin
hastanın yaşamının korunması bakımından oldukça önemli sonuçlar doğurabileceği,
bununla birlikte ilk yardım eğitimi almamış kişilerin bilinçsiz bir şekilde ilk
yardım uygulamalarında bulunmasının ise hasta aleyhine son derece sakıncalı
sonuçlar doğurabileceği ifade edilmelidir.
53. Tüm bu hususular dikkate alındığında sağlık ekiplerinin
hastayı görmeden ve hastanın rahatsızlığının nedenini anlamadan yaptığı
yönlendirmenin hasta aleyhine sonuçlar doğurabileceği, olayda hastaya en hızlı
şekilde ulaşmanın öncelikli olduğu şeklindeki derece mahkemelerinin yorumunun
makul olmadığının söylenemeyeceği değerlendirilmiştir.
54. Dolayısıyla başvuru konusu olayda devletin yaşamı koruma
yükümlülüğünü yerine getiremediğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca
dava reddedilmiş bile olsa başvurucunun etkili bir yargısal korumadan
yararlanamadığını söylemek de mümkün değildir.
55. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
28/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.