
Esas No: 2015/4033
Karar No: 2017/10496
Karar Tarihi: 14.11.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4033 Esas 2017/10496 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalı ... Genel Müdürlüğü vekili ile feri müdahil ... vekilince istenmiş, davalı ... Genel Müdürlüğü vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.11.2017 Salı günü davalı ... Genel Müdürlüğü vekili Av. ... geldi. İhbar olunan ... tarafından gelen olmadı. Davacılar vekili Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... Genel Müdürlüğü vekili ve davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların eşi ve babası olan ..."ün hemzemin geçitte 11/01/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında öldüğünü, murisin içinde bulunduğu... plakalı aracın kontrolsüz olarak hemzemin geçitten geçmesi sırasında kazanın meydana geldiğini, hemzemin geçitte ışıklı uyarı veya bariyer önlemi bulunmadığını, yoğun yapılaşma olan yerde önlem alınmaması sebebi ile davalının olayda kusurlu sayılması gerektiğini belirterek davacı ... için 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın, davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 50.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacı ... için maddi tazminat talebini 131.211,10 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, davanın hizmet kusuruna dayanarak açılması sebebi ile idari yargının görevli olduğunu, husumeti demiryolu üzerinden hemzemin geçit geçirmek isteyen karayolu idaresine yöneltilmesi gerektiğini, 1 yıllık zaman şımı süresinin dolduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunun 15/p maddesi gereğince şehiriçi trafik ile ilgili düzenlemeleri belediyenin yapacağının belirlendiğini, ... ana statüsünün ek ikinci maddesine göre demiryolunun karayolu ile kesiştiği yerlerde yolun bağlı olduğu kurum veya kuruluşun alt veya üst geçit yapmak ve diğer emniyet tedbirlerini almakla yükümlü olduğunu, olay nedeni ile kendilerine ve personele izafe edilecek kusur bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İhbar edilen ... vekili, feri müdahale talep ettiklerini, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/27 Esas sayılı dosyasında sunulan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun sürücüye izafe edildiğini, davalının kusur sorumluluğu yanında araç işleten olarak sorumluluğuna dayanılması sureti ile dava açıldığını, ağır kusur ve müterafik kusur sebebi ile illiyet bağının kesildiğini, kusursuz sorumluluğun ortadan kalktığını, araç sürücüsünün alkollü şekilde araç kullanmak sureti ile hemzemin geçide yaklaşırken kontrolleri yapmamasından kaynaklı olarak kazanın meydana geldiğini, kazada vefat eden davacıların miras bırakanının emniyet kemeri takmaması sebebi ile müterafik kusurlu olduğunu, bu sebeple Belediyenin bir sorumluluğu bulunmadığını, davacıların murisinin araçta hatır için taşınması sebebi ile maddi ve manevi tazminatta indirim yapılmasının uygun olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ..."ün maddi tazminat davasının kabulü ile; 132.211,10 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 11/01/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı ... için 80.000,00 TL, davacı ... için 40.000,00 TL, davacı ... için 40.000,00 TL, davacı ... için 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/01/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, karar davalı ... Genel Müdürlüğü vekili ve feri müdahale talep eden ... vekilince temyiz edilmiştir.
1- Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan bir kimse aleyhine veya lehine hüküm kurulamaz. Hüküm ancak taraflar hakkında verilebilir. 6100 Sayılı HMK"nın 61. vd. maddeleri uyarınca (mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 49. vd. maddeleri) ihbar üzerine davaya katılan 3.kişi, ihbar eden tarafın yardımcısı ve temsilcisi olup, feri müdahil konumundadır ve aynı kanunun 69. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK"nun 57. md.) uyarınca da yargılama sonunda, hüküm feri müdahil hakkında değil, taraflar hakkında verilir. Dolayısıyla ihbar olunan 3.kişi, ihbar edenin adına, onun temsilcisi olarak, hükmü temyiz edebilirse de, kendisi adına temyiz edemez. Ancak, aynı madde hükmüne aykırı olarak ihbar olunan hakkında da hüküm verilmişse, ihbar olunan, hükmün kendisine ilişkin bölümünü kendi adına temyiz edebilir.
Somut olayda; davanın ihbarı üzerine ... vekili, davaya feri müdahil olarak katılmıştır. Hakkında usulüne uygun şekilde, harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmamaktadır. Feri müdahil, davanın tarafı değildir. Zaten mahkemece de buna uygun olarak aleyhine ya da lehine hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle feri müdahil vekilinin hükmü temyiz etme yetkisi bulunmamakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle feri müdahil vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... Genel Müdürlüğü"ne verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden feri müdahil ... ve davalı ... Genel Müdürlüğü"ne geri verilmesine, 14/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.