
Esas No: 1996/6364
Karar No: 1997/3047
Karar Tarihi: 24.09.1997
Danıştay 3. Daire 1996/6364 Esas 1997/3047 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Nakliyecilik yapan bir mükellefin ihtirazı kayıt koymaksızın verdiği beyanname üzerinden adına tahakkuk ettirilen vergiye karşı açtığı dava reddedilmiştir. Kararda, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara itiraz edemeyecekleri ancak vergi hatalarına ilişkin hükümlerin mahfuz olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, vergi hataları kapsamındaki işlemler dava yoluna başvurularak çözümlenebilir. Kanun maddeleri olarak ise Vergi Usul Kanunu'nun 378. maddesinde mükelleflerin matrah ve tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilirken, vergi hatalarına ait hükümlerin mahfuz olduğuna dikkat çekilmiştir.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1997
Karar No : 3047
Esas Yılı : 1996
Esas No : 6364
Karar Tarihi : 24/09/997
MÜKELLEFLERİN İHTİRAZİ KAYIT KOYMAKSIZIN BEYAN ETTİKLERİ MATRAHTA HATA BULUNSA DAHİ DOĞRUDAN DAVA (DÜZELTME ŞİKAYET YOLUNA BAŞVURULABİLECEĞİ) AÇAMAYACAKLARI HK.
Üç taşıtı ile nakliyecilik yapan davacının ihtirazı kayıt koymaksızın birden sonraki vasıtaları için hayat standardı temel gösterge tutarını %50 artırmak suretiyle verdiği 1995 takvim yılına ait beyannamesi üzerinden adına tahakkuk ettirilen gelir ve geçici gelir vergisine karşı açılan davayı; davacının iki ve üçüncü vasıtadan dolayı hayat standardı tatbik edilmemesi gerektiği yolundaki iddiasının matrahta hata anlamına geldiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378.maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamıyacakları belirtilmiş ise de,vergi hatalarına ait hükümlerin mahfuz olması nedeniyle davalı idarenin mükelleflerin kendi beyanlarına karşı dava açamıyacakları yolundaki iddiasında isabet görülmediği, öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 3689 sayılı kanunla eklenen geçici 35.maddesinde; aynı veya ayrı nev'iden birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunan mükelleflerin temel gösterge tutarının, birden sonraki her bir işyeri için %50 oranında artırılarak uygulanacağının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156.maddesinde ise, ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerin işyeri olarak tanımlandığının, aynı kanunun 5.maddesinde de, gelir vergisi mükelleflerinin ve sermaye şirketlerinin her yılın Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına, iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorunda olduklarının belirtildiği, bu hükümlerden, ticari,sınai, zirai veya mesleki faaliyetin icrasına tahsis edilen bir yerin işyeri olarak kabul edilebilmesi için bu yerin kanunda tanım ve anlamı verilen niteliklere sahip ve müşterilere mal teslimi yapılan,hizmet ifa edilen bir yer olması, faaliyetin icrası yönünden ayrı ve bağımsız niteliklere sahip bulunması gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre taş, kum, çakıl nakliyesi işiyle uğraşan davacının sözkonusu faaliyetini sürdürebilmesi için ticari açıdan gerekliliği açık olan nakil vasıtalarının herbirinin ayrı birer işyeri olarak kabul edilemiyeceği, dolayısıyla davacının işletmekte olduğu nakil vasıtalarının her birinin ayrı birer işyeri olarak kabul edilmek suretiyle hayat standardı uygulanmasında kanuna uyarlık görülmediğinden, birden fazlaya ilişkin vasıtadan dolayı tahakkuk ettirilen vergide yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek birden fazlaya ilişkin vasıtalardan dolayı tahakkuk ettirilen vergiyi kaldıran ... Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davacının ihtirazı kayıt koymaksızın verdiği beyannamesinde bildirdiği matrah üzerinden yapılan tahakkuk işleminde kanuna aykırılık bulunmadığı, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara itiraz edemiyeceği ileri sürülerek bozulması istemidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378.maddesinin ikinci fıkrasında; mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, ancak bu kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının ihtirazı kayıt koymaksızın verdiği beyannamesinde birden sonraki her bir vasıta için hayat standardı temel gösterge tutarının %50 artırıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece olayda vergi hatası bulunduğu kabul edilmek suretiyle birden fazla vasıta için mükellefçe beyan edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen verginin terkinine karar verilmiş isede, kanun maddesinden mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tahakkuk ettirilen vergilere karşı itiraz edemiyecekleri açık bir şekilde hükme bağlanmış olup, fıkrada bu kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğuna değinilmiş olması, düzeltme ve şikayet yolunun kendi usul ve kuralları içinde uygulanabileceğini belirtmek için olup,vergilendirme hataları kapsamındaki işlemlerin dava yoluyla çözümleneceği anlamında bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu durumda mükellefce ihtirazı kayıt konmaksızın beyan edilen matrah üzerinden yapılan tahakkuk işlemine karşı açılan davanın reddi gerekirken aksi yolda verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.