11. Hukuk Dairesi 2020/4837 E. , 2020/5471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09.09.2015 tarih ve 2013/323- 2015/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 24.11.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, teslim alınan mallara karşılık davalıya toplam 1.948,503 TL ödeme yapıldığını, 884,297 TL"lik mal alışı yapıldığını, tüm ödemelerin süresinde yapılmasına rağmen davalı tarafça gönderilmesi gereken malların zamanında gönderilmediğini ve davacı şirketin zor durumda bırakıldığını, cari hesaba mahsuben yapılan banka havalesi şeklindeki ödemeler tahsil edilip açığa çıkan çeklerin iadesi beklenirken davalı tarafın ihtiyati hacizler yoluyla takiplerde bulunmaya başladığını, taraflar arasında haciz baskısı altında 19.08.2011 tarihinde sulh sözleşmesi imzalandığını ve yeniden yapılandırma yapılarak davacıdan yedi adet farklı tarihli farklı bedelli çek alındığını, bu çeklerin ödenmesinde sorunlar çıkması nedeni ile tekrardan protokoller yapılarak ödemeler alındığını, bu süreç içerinde davalıya yapılan 1.948,503 TL"lik ödemenin icra dairesine ve davalılar vekiline yapılan ödemeleri kapsamadığını, yapılan ticaret karşılığında davalıya 1.064.206 TL fazla ödeme yapıldığını, davacının haciz tehdidi altında olması nedeni ile bu ödemeleri yaptığını, taraflar arasında yapılan sözleşmelerinde baskı altında yapılması nedeni ile hukuken geçerliliğinin olmadığını belirterek, davacı tarafından fazladan ödenen 1.064.297 TL alacağın istirdat yoluyla temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davacının davalıya 1 milyon TL borcunun bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı tarafından davalıya verilen çeklerin ödenmemesi nedeni ile başlatılan icra takiplerine istinaden davacının menfi tespit davaları açtığını, taraflar arasında sulh sözleşmesi imzalandığını, bu nedenle sözleşmeden önceki aşamaların dava konusu yapılamayacağını, noter tarafından düzenlenen rehin sözleşmesi ile borcun davacı tarafça kabul edildiğini ve rehin tesis edildiğini ancak davacının ocak ayından itibaren ödemlerini aksatması nedeni ile aleyhine icra takibi başlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkemece 09.09.2015 tarihli ek karar ile davacının temyiz talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar davacı vekiline 06.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili 08.09.2015 tarihinde uyap üzerinden temyiz dilekçesi sunmuş, harçları yatırmıştır. Davacı vekiline yapılan gerekçeli karar tebliğinin süresinin adli tatil içerisine rastladığı anlaşılmakla HMK 104 maddesi gereğince " adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa bu süreler ayrıca bir karar gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır " hükmü gereğince temyiz talebinin en son 08/09/2015 günü yapılması gerektiği dikkate alındığında ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile mahkemenin temyiz isteminin reddine dair ek kararının kaldırılmasına ve temyiz isteminin incelenmesine geçilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının dosyada mevcut protokollerde iradeyi fesata uğratan hallerin bulunduğunu ispatlayamamış ve ayrıca protokol tarihlerinden sonra da borç miktarından fazla ödeme yaptığına dair iddia ve ispatı olmadığına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.