Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2464
Karar No: 2017/10713
Karar Tarihi: 20.11.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/2464 Esas 2017/10713 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/2464 E.  ,  2017/10713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; 25.11.2010 davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı oldukları aracın davacıların desteği olan ..."ın sürücüsü olduğu araca çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini belirterek her bir davacı için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tüm davalılardan; ayrıca eş için 75.000,00 TL ve çocuklar için 25.000,00 TL"şer manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile ... şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili; 28.11.2012 tarihli oturumda manevi tazminat isteğinin davalılarca karşılandığını ve davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
    Davacılar vekili; 17.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacılardan ... için 272.661,13 TL, ... için 44.410,92 TL, ... için 41.269,74 TL ve ... için 75.826,77 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili; poliçe limiti ve kusur oranında sorumlu olduklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...; takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
    Mahkemece, davalı ... şirketi poliçe limiti olan 175.000,00 TL ve 11.03.2011 tarihinden, diğer davalılar 15.11.2010 tarihinden başlayacak yasal faizle sorumlu olmak üzere 434.168,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminata ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin 2 ve 4 nolu bentlerin kapsamı dışında kalan ve davalı ...Ş. vekilinin 3 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
    818 sayılı BK."nun 50 ve 51. maddeleri (6098 sayılı TBK. madde 61 ve 62) ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde davalıların müteselsil sorumluluğuna dayanmış olup, davacıların ölen desteği tamamen kusursuzdur. Buna göre zarara sebebiyet verenlerin dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK."nun 50 ve 51. maddeleri gereğince zarardan müteselsil sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacakları açıktır.
    Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 818 sayılı BK."nun 141. ve 142. maddelerine (6098 sayılı TBK. madde 162 ve 163) göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı ....nun 88/1 maddesinde trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. BK."nun 146. maddesi (6098 sayılı TBK. madde 167) uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
    Somut davaya gelince davacıların murisinin sürücüsü olduğu araç ile davalıların sürücü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada davacılar murisi hayatını kaybetmiştir. Kazada davalı sürücünün %75 - kazaya konu refüj başının yetersiz işaretlenmesinden dolayı sorumlu kurumun %25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacılar dava dilekçesinde zararın tamamını davalılardan talep etmiştir. Davacıların zararın tamamını davalılardan talep etmesi davacının müteselsil sorumluluk ilkesine dayandığının bir göstergesidir. Nitekim YHGK 24.6.1983 t 9-553/724 E/K belirtildiği gibi "bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borçlulardan biri aleyhine açtığı bir davada, zararın tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine Borçlar yasasının 142. maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin bir kanıtıdır; bu gibi durumlarda; müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması sonuca etkili değildir" şeklinde kararı bu yöndedir. Ayrıca YHGK. 1,9.1986,Tarih , 4-822/140 E/K sayı kararında "..Davacı, davayı açarken aslında davalı olarak gösterdikleri yönünden, teselsül hükümlerine dayanmıştır. Her ne kadar kusurun %100"ünün davalılarda olduğunu ileri sürmüş ise de, amacı kendisinin hiçbir kusurunun olmadığını açıklamaktır. Bir kısım kusurun, kimliği belirlenemeyen üçüncü bir kişide olduğu sonradan anlaşılmıştır. Bu durum davacının amacı ve teselsül hükümlerine dayanılması birlikte değerlendirildiğinde zararın tamamından davalıların sorumlu tutulması gerekir.." ifadesi ile davacının davalıyı %100 olarak göstermesinde ki amacın kendisinin kusursuz olduğunu anlatmaya yönelik olduğu belirtilmiştir.
    Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği davacının sigortacısı kusursuz olduğuna göre halefiyet gereği zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre davada dava dışı kişinin de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken ... 88 ve TBK 61. Maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmaları bozmayı gerektirmiştir.
    Bu durumda, mahkemece hükmolunan maddi tazminatın tamamından davalıların sorumlu tutulmaları gerekirken, kusur oranları nazara alınarak tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Davacı tarafça, dava dilekçesinde, ölenin ... Ziraat Odasına kayıtlı olarak çiftçilik yapmakta olup yıllık gelirinin en az 36.000,00 TL olduğu iddia edilmiş ve söz konusu gelir durumunun göz önüne alınarak destek hesabı yapılması talep edilmiş olup, dosyaya sunulan ... Ziraat Odası Başkanlığının 12.06.2012 tarihli yazısı ekindeki belgede, ölen ...’ın odaya kayıtlı olarak çiftçilik yaptığı ve 320 m2 ve değişik daha küçük alanlara sahip serada sebze ziraatı ve 2 adet kültür ırkı süt ineği ile de hayvancılık yaptığı ve yıllık gelirinin 36.000,00-48.000,00 TL olacağı bildirilmiş olduğundan; dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davacının yıllık gelirinin asgari 36.000,00 TL. ve buna göre ortalama aylık net gelirinin 36.000,00/12=3.000,00 TL. olabileceği kabul olunarak tazminat hesaplanmış, aylık 3.000,00 TL gelirin kaza tarihindeki 631,92 TL asgari net ücretle karşılaştırılması sonucu bulunan 4,747 katsayısı, kaza tarihinden itibaren bilinen asgari ücretlere uygulanarak tazminat hesabına esas işlemiş dönem kazançları belirlenmiş, mahkemece hesaplanan miktar üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Ancak tazminata esas alınan desteğin gelirinin belirlenmesine ilişkin araştırma yetersizdir.
    Dosya içerisindeki mevcut belgelere göre desteğin aylık 3.000,00 TL geliri olduğunun kabulü mümkün değildir. Zira desteğin tarım ve hayvancılık işiyle uğraşmakta olup kendisine ait tarlaları ve hayvanları bulunmaktadır. Desteğin davaya konu trafik kazasından önce kişisel özellikleri nedeniyle zirai
    üretim ve hayvancılık işine bedensel katkısının ne oranda olduğu belirlenerek, aynı tarım ve hayvancılık işinin görülmesi için desteğin yerine başka birisinin ne kadar ücretle çalıştırılabileceği hususlarında uzman bilirkişilerden rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Davacı tarafın iddia ettiği gibi, desteğin çiftçilik ve hayvancılık yaptığının kabulü halinde; desteğin ölümünden sonra bu arazilerin ve hayvanların miras yoluyla davacılara intikal edeceği, desteğin bu işleri yürütürken kişisel yetenek ve emeği ile gelire sağladığı katkı oranında, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığının kabulü gerekecektir. Mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir irdeleme ve araştırma yapılmadan, meslek odası yazısına göre hesaplanan tazminatın hüküm altına alınması doğru değildir.
    Bu durumda mahkemece, desteğin birden fazla gelir getirici faaliyette bulunduğu da göz önünde tutularak çiftçilik ve hayvancılık faaliyetinin yürütülmesine desteğin sağladığı kişisel katkının belirlenmesi ve bu katkı oranındaki gelirin tazminat hesabına esas alınması gerektiğinin gözetilmesi, daha sonra, desteğin net biçimde saptanan geliri üzerinden hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin;(3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin belirtilen temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...Ş."ye geri verilmesine 20.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi