Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/11081
Karar No: 2019/3953
Karar Tarihi: 10.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/11081 Esas 2019/3953 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/11081 E.  ,  2019/3953 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen davalarda davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı-birleşen davalarda davalı ... vekili, 322 ada 3 parselde bulunan 12 nolu bağımsız bölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davaların reddini savunmuştur.
    Davalı-birleşen davalarda davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen davalarda, 1651 parselde bulunan 55 nolu bağımsız bölüm, 7776 ada 1 parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölüm ile 33 TR 951 plakalı araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemenin 2011/372 Esas sayılı asıl dosya yönünden, davacının davasının kısmen kabulüne, hesaplanan 57.500 TL katılma alacağının karar tarihi olan 13.02.2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen 2011/134 esas sayılı dosya yönünden, birleşen dosyalarda davacının davasının kabulüne ve taleple bağlı kalınarak, 1651 sayılı parsel yönünden 47.500 TL,..... plakalı araç yönünden 10.000 TL, 7776 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 160.000 TL olmak üzere toplam 217.500 TL katılma alacağından taleple bağlı kalınarak 162.500 TL"sinin karar tarihi olan 13.02.2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte birleşen dosyaların davalısından tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına dair ilk kararı, taraf vekillerinin temyizi üzerine Daire"nin 21.10.2015 tarihli ve 2014/8759 Esas, 2015/18701 Karar sayılı kararı ile "gerek asıl davacının gerekse birleşen davacının talep ettikleri miktarlara ilişkin harcı yatırmadan ve mahkemece harcın tamamlanması işlemi yapılmadan davanın esasına girilerek karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu" belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, 2016/480 Esas sayılı asıl dosya yönünden, davacının davasının kabulüne, hesaplanan 57.500 TL katılma alacağının karar tarihi olan 31.01.2017 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen 2011/134 Esas sayılı dosya yönünden, birleşen davacının davasının kabulüne, hesaplanan 162.500 TL katılma alacağının karar tarihi olan 31.01.2017 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte birleşen davalıdan tahsiline, birleşen 2014/126 Esas sayılı dosya yönünden, birleşen davacının davasının kabulüne, hesaplanan 55.000 TL katılma alacağının karar tarihi olan 31.01.2017 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davalarda davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı-birleşen davalarda davalı vekilinin birleşen davalara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacı-birleşen davalarda davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
    Somut olaya gelince; eşler, 25.11.1988 tarihinde evlenmiş, 06.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 322 ada 3 parseldeki 12 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 03.04.2002 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
    Mahkemece, davacının taşınmaz üzerinde 1/2 oranında katılma alacağı hakkı bulunduğu, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre taşınmazın karar tarihine en yakın değerinin 115.000 TL olduğu, davacının bu taşınmaz yönünden değerinin yarısı olup harçlandırılan miktar olan 57.500 TL katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı vekili dava dilekçesinde, 12 nolu bağımsız bölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere şimdilik 62.500 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiş ve 10.000 TL üzerinden peşin harç yatırmış, Daire"nin yukarıda belirtilen 21.10.2015 tarihli harçla ilgili bozma ilamından sonra, ilk kararda hüküm altına alınan 57.500 TL"den dava açılışı sırasında harçlandırılan 10.000 TL düşüldükten sonra kalan 47.500 TL üzerinden harcını tamamlamıştır. Buna göre, davacının dava konusu taşınmaza yönelik talebi fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 57.500 TL dir. Mahkemece taşınmazın karar tarihine en yakın değerinin 115.000 TL olduğu belirtilmişse de, mahkemece 05.11.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen raporda taşınmazın keşif tarihi itibariyle değerinin 115.000 TL olduğu bildirilmiştir. Karar tarihi ise 31.01.2017"dir. Mahkemece karar tarihinden yaklaşık 4 yıl 2 ay önce yapılan keşif sonucu belirlenen değer esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Her ne kadar davacının dava konusu taşınmaza yönelik talebinin 57.500 TL olduğu düşünülebilirse de, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu göz önüne alındığında bozmada davacı tarafın hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir. Mahkemece yapılması gereken iş, karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden taşınmazın bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki piyasa sürüm (rayiç) değerinin belirlenmesi yönünden uzman bilirkişilerden oluşan kurul marifetiyle keşif yapılarak yeniden rapor alındıktan sonra, davacının katılma alacağı miktarının hesaplanması, taleple bağlılık kuralı da gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Davacı-birleşen davalarda davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün asıl dava yönünden 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen davalarda davalı vekilinin birleşen davalara yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle yerinde görülmediğinden, birleşen davalara ilişkin hüküm bölümlerinin ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 3.714,36 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 11.143,07 TL"nin temyiz edenden alınmasına 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi