Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9797
Karar No: 2014/11722
Karar Tarihi: 06.06.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/9797 Esas 2014/11722 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/9797 E.  ,  2014/11722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Terekede malvarlığının olmadığının tespiti

    ... ve müşterekleri tarafından tereke davasının terekede malvarlığı olmadığının tespitine dair ..... Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 20.11.2012 gün ve 27/34 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacılar vekili vekil edenleri ....,.... ve ...."nin ölü ....lı"nın mirasçılarından olup bu kişilere anneleri ...."nın kardeşi ...."tan miras intikal ettiğini, ...."ın 01.06.1985 tarihinde, ...."nın da 22.10.1993 tarihinde vefat ettiklerini, ...."ın rahatsızlığı nedeniyle .... Devlet Hastanesi"ne yatırıldığını ve kısa bir zamandan sonra hastanede vefat ettiğini, .... öldüğünde birçok gayrimenkul, menkul ve parası bulunduğunu, üzerinde bulunan paranın kimlere verildiğine açıklık getirilmediği gibi bu paranın mahkeme kanalıyla Hazineye gelir irad edildiğini, .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin dosyası ile ölü ...."a ait tereke parası olan 63.825"lira"nın yaptırılan tahkikata ve ilanlara rağmen kanuni varislerinin tespit edilip bulunamadığı ve mahkemeye de müracaat etmedikleri, aradan üç aylık sürenin de geçtiği gerekçesiyle Hazineye irad kaydedildiğini, oysa bu paranın Hazineye irad kaydedilmesinin mümkün olmadığını, ölü ...."ın kardeşi Ummuhan"ın bu parayı almak için birçok kez müracaatta bulunduğunu, bütün bu nedenlerle vekil edenlerine dayılarından intikal eden menkul, gayrimenkul ve paraların belirlenebilmesi için terekenin tespit edilmesi ve defter tutulmasının önem arz ettiğini açıklayarak miras bırakanın terekesinin tespitine ve terekenin defterinin tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece miras bırakanın terekesinin hiçbir malvarlığının olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacıların vekaletname verdiği ... ile davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HUMK)"nun 61. maddesi: “Davaya vekalet deruhte etmesine kanunen imkan bulunmayan vekil mahkemeye kabul olunmaz. Bu takdirde, mahkemeye kabul edilmiyen vekilin müvekkiline, keyfiyetten bahisle, bir defaya mahsus olmak üzere re"sen davetiye gönderilir.” hükmünü içermekte olup; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu (Av.K.)"nun "Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler" başlığını taşıyan 35/1. maddesinde ise; “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.” düzenlemesi yer almaktadır
    Yukarıda belirtilen her iki kanun hükmü bir bütün olarak değerlendirildiğinde:
    Kural olarak mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Avukatlık Kanunu’na (m.35/1) göre, en az üç avukat (ve davavekili) bulunan yerlerde, baroda yazılı avukatlar (ve davavekilleri) vekil olarak dava takip etme bakımından bir tekele sahiptirler. Baroda yazılı olmayan kişiler ise, vekil sıfatıyla mahkemeye kabul olunmaz. HUMK’nun 61. maddesindeki “vekil” kavramının kapsamına baroda yazılı avukat veya davavekili girer. Bunların dışındaki kişilerin sıfat ve yetkileri ne olursa olsun, bu kapsamda değerlendirilmeleri olanaklı değildir.
    Öyleyse, bir kimse kendisi adına dava açmak üzere, dilediği kimseye temsil yetkisi verebilir. Yalnız temsilci olan kimse, baroda yazılı avukat (veya şartları varsa davavekili) niteliğine sahip değilse, az yukarıda belirtilen Av. Kanunu m. 35/1 ile mülga HUMK."nun m. 61 hükümleri gereğince dava açıp takip edemez. Ne var ki, bu kimsenin avukat (veya şartları varsa davavekili) olan bir kimseye müvekkili adına dava açıp takip etmesi için temsil yetkisi (vekalet) vermesi olanaklıdır. (HGK 07.12.2011 tarih 2011/1-631 Esas-2011/745 Karar)
    Somut olayda; davacılar ..., ... ve ... tarafından ..."ya dava açıp takip etmesi için temsil yetkisi verildiği, ... tarafından bu temsil yetkisine istinaden bir avukata vekaletname verilerek dava açıldığı ve yargılamaya avukat aracılığıyla devam edildiği, davacılar vekilinin 25.09.2012 tarihli yargılama oturumunda vekillikten istifa ettiği, mahkeme hükmünün 19.12.2012 tarihinde davacı ..."ya, 09.02.2013 tarihinde davacı ..."a ve 09.04.2014 tarihinde davacı ..."ya tebliği üzerine 02.01.2012 havale tarihli dilekçe ile ... ve 17.04.2014 havale tarihli dilekçe ile davacı ... tarafından temyiz edildiği belirlenmiştir. Dosyada davacılar ... ve ... tarafından hükmün temyizine ilişkin bir dilekçe verilmediğine, davacıları temsilen hükmü temyiz eden ..."nın az yukarıdaki açıklamalar karşısında avukat veya dava temsilcisi olmayıp davacıları temsilen temyiz yetkisi bulunmadığına göre açıklanan nedenlerle TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
    Davacı ..."ya gerekçeli karar 19.12.2012 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup süresi içerisinde herhangi bir temyiz dilekçesi verilmemiştir. ..."nın temyizi ile dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmiş ve dairemizce davacılardan ..."ya gerekçeli kararın tebliği için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir. Mahkemece geri çevirme kapsamında olmadığı halde davacı ..."ya yeniden tebligat çıkarılması ve onun tebliği üzerine davacı ..."nın kararı temyiz etmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı ..."nın süresinde olmayan TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."ya iadesine, 06.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi