8. Hukuk Dairesi 2013/19301 E. , 2014/11768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2012/234-2012/230
M.. A.. ile Y.. A.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 13.11.2012 gün ve 234/230 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; 430 sayılı incir bahçesi nitelikli taşınmazın evlilik birliği içerisinde taraflarca alındığını, ancak tapuda davalı adına kayıtlı bulunduğunu, taşınmazın yarı bedeli olan 3750,00 TL ile davalı Almanya’da başka kadınlarla hayatını sürerken vekil edeninin kendi dişinden tırnağından arttırdığı paralarla bu taşınmazın bakımını yaptırdığını, buralara zeytin ağaçları diktiğini, su getirdiğini ve kepçeyle kanal kazmak suretiyle boru döşediğini açıklayarak dava dilekçesinde belirttikleri iyileştirmelerin karşılığı olan 3080,00 TL olmak üzere toplam 6830,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, tarlanın vekil edeni tarafından satın alındığını, davacıya da başka bir yer satın alındığını, bunu yargılama sırasında kanıtlayacaklarını, vekil edeninin 33 yıl gece çalıştığını, bütün emeği ile kazanmış olduğu paraları davacı eşe verdiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TKM.nun 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı ile bu taşınmazlara yapılan iyileştirmelerin karşılığı olan giderlerin istenmesi isteğine ilişkindir.
Dava başlangıçta Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılmış, daha sonra Sultanhisar Adliyesi"nin kapatılması nedeniyle yasal zorunluluk gözetilerek daha önce buranın bağlı olduğu Nazilli Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi yaptığı yargılama sonucunda muhtesatların taşınmazın ayrılmaz parçası olduğunu, davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığını, davalı yurt dışında iken davacıya vekaletname vermek suretiyle davalının hesabından para çekildiğini, evin ortak giderlerinde kullanıldığını gerekçe göstermek suretiyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiş ise de davanın mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağının tasfiyesine ilişkin olduğu hususu göz ardı edilerek Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bakılarak sonuçlandırılmıştır.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre, taraflar arasındaki boşanma davası Sultanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 2006/77 Esas sayılı dava dosyasıyla açılmış olup, bu davanın henüz sonuçlanıp sonuçlanmadığı ve hangi aşamada olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Eldeki dosyada bulunan ve nüfus müdürlüğünden getirtilen 10.06.2006 tarihli kayda göre, tarafların halen evli oldukları belirlenmiştir.
Davanın, davacı vekili tarafından görevli ve yetkili mahkemede açıldığı, Sultanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi"nin Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya baktığı, daha sonra bu adliyenin kapatılması üzerine dosyanın yanılgılı bir şekilde Nazilli"de bağımsız kurulan Aile Mahkemesine gönderilmesi gerekirken Nazilli Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderildiği ve Asliye Hukuk Mahkemesi"nce mal rejiminden kaynaklanan davaya bakılarak sonuçlandırıldığı saptanmıştır. Nazilli"de bağımsız Aile Mahkemesi kurulduğuna göre Asliye Hukuk Mahkemesi"nce görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Aile Mahkemesi"ne gönderilmesi gerekirdi. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun"un 5133 sayılı Kanunla degişik 4. maddesi mal rejiminden kaynaklanan davalara Aile Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu nedenle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Nazilli Aile Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgı sonucu Asliye Hukuk Mahkemesi"nce sonuçlandırılması anılan kanun hükmüne aykırıdır.
Hukuk Genel Kurulu Kararlarınca usule ilişkin bozma yapıldıktan sonra esasa girilmez ise de davanın özelliği gereği zorunlu olarak esasa ilişkin bazı noktalara değinmekte yarar vardır. Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinin yapılabilmesi için açılan boşanma davasının olumlu sonuçlanması ve kesinleşmesi zorunludur. Ancak boşanma kararı kesinleştikten sonra eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinin yapılması mümkün olur. Bu bakımdan Sultanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan 2006/77 Esas sayılı boşanma davasının akıbetinin araştırılması, olumlu sonuçlanıp sonuçlanmadığı, kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulması, kesinleşmiş ise nüfusa işlendiğine ilişkin nüfus aile kayıt tablosunun getirtilerek anılan dosya ile birlikte eldeki dava dosyasının içine konulması, ondan sonra işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kamu düzeninden sayılan görev hususu gözardı edilerek hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 06.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.