Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16661
Karar No: 2014/11770
Karar Tarihi: 06.06.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/16661 Esas 2014/11770 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/16661 E.  ,  2014/11770 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/01/2013
    NUMARASI : 2013/61-2013/57

    T.. F.. tarafından mirasçılık belgesi istemiyle açılan davanın reddine dair İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 30.01.2013 gün ve 61/57 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı T.. M.. S.. Fonu vekili dava dilekçesinde; vekil edeni bankanın borçlusu R.. B..’in vefat ettiğini, R.. B..’in veraset belgesinin çıkarılması için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü"nden alınan yetki belgesinin dilekçe ekinde olduğunu açıklayarak davanın kabulü ile banka borçlusu R.. B..’in mirasçılarını gösterir veraset belgesinin kendilerine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tensip tutanağı ile birlikte; “… ölüm ile taraf ehliyetinin son bulduğunu, dava tarihinden önce muris R.. B..’in öldüğünü, ölü kişiye karşı dava açılamayacağını, ıslah yolu ile de ölü kimsenin mirasçılarına karış davaya devam edilmesinin olanaklı bulunmadığını, murisin 2010 olan takip tarihinden önce 2005 yılında vefat ettiğini, yapılan icra takibinde verilen yetkinin geçerli bir takibe dayalı ve taraf ehliyeti tamamlanmış bir icra dosyasında düzenlenen yetki belgesi olmadığını, davacı kurumun murisin mirasçıları arasında da yer almadığını, takipten önce borçlunun ölmüş olması nedeniyle İcra Müdürlüğü dosyası üzerinde işlem yapamayacağını ve yetki belgesi düzenlenemeyeceğini, HMK.nun 51 ve 138. maddeleri gerekçe gösterilmek suretiyle anılan maddeler gereğince davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, banka borçlusu bulunan R.. B..’in 29.03.2005 tarihinde ölümü nedeniyle mirasçılarını gösterir veraset belgesinin alınması isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yazılan ret gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
    Davacı kurum tarafından 2000 yılında İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2000/12816 esas sayılı dosya ile borçlu hakkında icra takibi yapıldığı, takibin başlatıldığı tarihte alacaklı kurumun P.. olduğu daha sonra bu bankanın TMSF’ye devredilmesi üzerine, takip işlemlerinin TMSF tarafından yapıldığı, dosyanın takipsiz bırakıldığı daha sonra 2008/14167 Esası ile yenilendiği, ancak tekrar dosyanın takipsiz bırakıldığı yine İstanbul 14. İcra Müdürlüğü"nün 2010/6809 Esası ile yenilendiği ve bu yenilemeden sonra dilekçe ekinde sunulan 2010/6809 Esas ile borçlu R.. B..’in vefatı ile alacaklı vekiline veraset ilamı alınması konusunda yetki verildiği, bunun üzerine ve bu yetkiye dayalı olarak davacı kurum vekili tarafından veraset belgesi ile ilgili davanın açıldığı görülmektedir.
    TMK"nun 28. maddesine göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamı ile doğduğu anda başlar ve ölümü ile sona erer. Mahkemenin bu yöndeki görüşü ilke olarak doğrudur. Ölü kişiye karşı dava açılamaz ve ölü kişi adına iptal ve tescile de karar verilemez hususu 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile getirilmiş bir ilkedir. Bu konuda da uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, davacı kurumun devraldığı P.. borçlu bulunan R.. B..’e karşı sağlığında icra takibine başlamış, belirli aralıklarla dosyanın takipsiz bırakılması sonucu en son 2010 yılında yenilenmiş ve borçlunun öldüğünün anlaşılması üzerine aldığı yetki belgesi gözetilerek söz konusu eldeki dava açılmıştır. Artık böyle bir durumda TMK"nun 28 ve az önce açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına gitme olanağı bulunmamaktadır. Gerek maddenin ve gerekse içtihatı birleştirme kararının böyle bir istek karşısında uygulama yeri görülmemektedir.
    Kaldı ki dava, hasımsız açılmış olup, aslında yetki belgesi alınmasına dahi gerek olmadan hukuki yarar ilkesinden hareketle somut olayın değerlendirilmesi gerekir. Davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır.
    Borçlu ölmüş olsa bile mirasçılarına karşı halefiyat kuralı gereğince her türlü takibin ve davanın açılması mümkündür. Çünkü TMK.nun 641. maddesine göre, mirasçılar; tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Bu ilkenin göz ardı edilmesi mümkün değildir.
    HUMK’da yer almamakla birlikte Yargıtay uygulaması gereğince “hukuki yarar ilkesi” davanın açılması bakımından dava şartı olarak kabul edilmekte ve uygulanmakta idi. 6100 Sayılı HMK’nu hazırlanınca uygulamadan esinlenerek bu hukuki yarar ilkesi kanun hükmü haline getirildi. HMK’nun dava şartları başlığını taşıyan 114/1-h bendinde, “davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması", ilkesinin dava şartları arasında sayıldığı görülmektedir. Hukuki yarar ilkesinin bulunduğu durumlarda mutlaka önce bir muhakemede davanın açılması ondan sonra bu muhakemeden veraset belgesinin veya herhangi bir işin yapılması bakımından yetki alınmasına gerek olmadığı gibi önce bir şeyin icra takibine konulması belirli aşamalardan sonra icra müdüründen yetki alınması suretiyle herhangi bir davanın açılmasına da gerek bulunmamaktadır.
    Davacı kurum vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 06.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi