17. Hukuk Dairesi 2015/8768 E. , 2017/10876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içerisinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan borçlu ... aleyhine ... ... Müdürlüğü"nün 2013/708 Esas sayılı dosyası ile borçlunun evinde yapılan hacizde hacze değer mal varlığının bulunmadığını, yine borçlunun tapu, banka ve diğer yerlerden gelen kayıtlarda herhangi bir mal varlığının olmadığını, şehri terk edip gittiğini ve nerede olduğunun bilinmediğini, borçlu hakkında borç ödemeden aciz belgesi düzenlendiğini, davalının takipten önce borçlanıp adına kayıtlı ... Mah. 54 ada 53 ve 58 parsel sayılı taşınmazları önce kızı ..."a, daha sonra işi garanti altına almak için ..."e satış yaparak muvazaalı bir şekilde elden çıkardığını, kötü niyetli kişilere satış yolu ile geçen taşınmazların cebri ... yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzerine iptaline, davalının taşınmazları 3. şahıslara satışını önlemek için tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkillerince davalı ..."ın mirasının ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/384-370 E.K. Sayılı kararı gereğince reddettiklerini, muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunu, miras reddedildiğinden mirasçılık sıfatlarının ortadan kalktığını ve eldeki davada davalı/pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, ayrıca öncelikle tasarrufun iptali davalarının dinlenebilme şartlarından birinin de borçlu hakkında aciz belgesi bulunması gerektiğini, müvekkil ..."in muris ... ile hayvan alış verişi nedeniyle 47.000,00 TL alacağının olduğunu, borcunu ödemeyince dava konusu taşınmazları 70.000,00 TL bedelle muris ..."dan aldığını, ipotek borcu olan 15.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 8.000,00 TL"nin müvekkil ..."e verildiğini ve bunun üzerine taşınmazları davalı ..."den devraldığını, davalının inşaat işi yanında lokanta işletiyor olmasının da borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu anlamına gelmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, Davanın, taşınmazın son maliki ... bakımından kötüniyeti ispat edilemediğinden reddine, davanın, davalılar ..., ... ve ... bakımından mirası reddettikleri anlaşıldığından husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davalı ..."a karşı açılan davanın kabulü ile, İİK 283/2 maddesi kapsamında bedele dönüşen davada, davalı ..."ın dava konusu taşınmazları elinden çıkarırken kötüniyetli olduğu anlaşıldığından, takip konusu alacakla sınırlı olmak üzere 24.165,00 TL"nin davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda, borçlu ..."ın dava sırasında 02.07.2014 tarihinde vefat ettiği, kanuni mirasçıları ..., ... ve ..."ın ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/ 384 E- 370 K sayılı dosyası ile borçlunun mirasını reddettikleri anlaşılmıştır O halde M.K. 605 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesini sağlamak üzerea mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu terekesi için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res"en yapılması gereken işlemlerdendir. O halde yukarıda açıklanan yöntemle ölü borçlunun davada temsili sağlanarak husumet sorununun çözümlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm doğru görülmemiştir. (HGK"nun 3.7.2002, 15/572-577; 29.1.1975 ve 1682-100; ... 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145, 1995/947 sayılı ilamları da aynı doğrultudadır)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.