Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13551
Karar No: 2018/3743
Karar Tarihi: 04.07.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13551 Esas 2018/3743 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Mahkeme, davacı şirketin kredi için aldığı parayı dava dışı şirkete aktarmasının dolandırıcılık olduğunu ve bu nedenle davacı şirketin borçlu olduğunu kararlaştırdı. Ancak, müteselsil sorumlulukların sona erdiğine dair protokol hükümleri göz önüne alındığında, davacı şirketin borcun tamamen ödendiği ve davalıların borçtan sorumlu tutulamayacakları belirlendi. Dava, birleştirilen dosyanın yönünden ise, zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerektiği ve dolayısıyla davacının talebinin sınırlandırılması gerektiği kararlaştırıldı. Bu nedenle, mahkeme, asıl davaya ilişkin karar düzeltme isteminin reddine ve birleştirilen davanın bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: HUMK.m.237, BK. m.143-145, BK. m.73, BK. m.125 (6098 sayılı TBK’unun 146. maddesi)
19. Hukuk Dairesi         2016/13551 E.  ,  2018/3743 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Asıl ve birleşen dosya davacısı.......vek.Av.... ile asıl ve birleşen dosya davalıları 1.... 2-... vek. Av.... 3-...... aralarındaki birleştirilen menfi tespit-istirdat davası hakkında.......Mahkemesinden verilen 05.11.2013 gün ve 2011/275 E.-2013/253 K. sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05/05/2015 gün ve 2014/18747 E. - 2015/6597 K. sayılı ilamına karşı asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


    - K A R A R -



    Davacı vekili müvekkili şirketin yönetim ve denetimi ..... şubesinde mevduat hesabı sahibi olduğunu; 11.5.1999 günü 5.000.000,-USD tutarında bir kredi açılarak paranın davalılardan ...’nun yönetiminde bulunan dava dışı ......şirkete aktarıldığını; bunun dolanlı kaynak aktarımı kabul edildiğini ve .......grubu arasında yapılan protokolün 6.2.2. numaralı maddesi hükmüne göre müvekkilinin asıl borçlu olduğunu ileri sürerek protokolün anılan maddesi kapsamında borçlu’nun davacı şirket olduğunun kabulüne imkan bulunmadığından, borcun ....... şirketler grubunun asıl sorumlu olduğu borçlardan kabulünü; .......tarafından yeniden yapılandırıldığından BK. m.143-145’e göre müteselsil sorumluluğun sona erdiğinin tesbitine, protokolde müvekkili şirket aleyhine yer alan “asıl borçlu” ibaresinin kaldırılmasına, müteselsil sorumlulukların alacaklının tatmin edilmiş olması karşısında tamamen kalktığının ve borçsuzluğun tesbitine, ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili ayrı tüzel kişilikleri bulunan şirketlerle davacı arasındaki ilişkinin, şahsını ilgilendirmediğini; diğer davalı ...... vekili de davacının dolanlı kaynak aktarımı işlemine karıştığını, bu konuda kesin hüküm de bulunduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Davacı daha sonra davalılardan .... hakkındaki davasından feragat etmiştir.
    Mahkemece davalı ...... hakkındaki davanın feragat nedeniyle, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise kesin hükümden reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16/06/2010 günlü 2010/4261ES,2010/7580 KAR. Sayılı ilamı ile “ Kesin hükümden söz edilebilmek için her iki davanın taraflarının, konularının ve dayanılan hukuki sebebin aynı olması gerekir. (HUMK.m.237). Somut olayda kesin hüküm teşkil ettiği belirtilerek davanın reddine esas alınan ....... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/84–872 E.K. sayılı dosyasında bu davanın davalısı ...’nun taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece her iki dava bakımından, dava konularının aynı ve taraflar bakımından sıkı bir ilişkinin olup olmadığı üzerinde durularak ve eğer bu yönde bir irtibatın bulunduğu saptanırsa, önceki hükmün güçlü delil olduğu nazara alınarak bir hüküm kurulmak gerekir. Yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. “ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde , asıl dava yönünden Sümerbank ile davacı şirket arasında yapılan 5.000.000 USD lik kredi sözleşmesinin yazılı yapılmamış olmasına karşın geçersiz olmadığı, bu sözleşmenin ispat bakımından önem taşıdığı, dava konusu olayda davacı ile ......arasında ne bir kredi sözleşmesinin tahsis edildiği, ne de davacı şirketten kredi tutarı karşılığında teminat talep edildiği, kredinin ....den davacı tarafından alındığı, bu durumda kredinin sözleşmenin tarafı ve borçlusu olarak davacı şirketin yer aldığı, kredi tahsis edilenin bu krediyi kendisinin kullanması gereksede kredi ile temin edilen miktarın .....firmasına aktarılmasının paranın aktarıldığı bu şirketi kredinin tarafı ve borçlusu haline getirmeyeceği, davacı şirketin ......... 5.000.000 USD değerinde kredi tahsil ettiği, bu tutarı kendi bünyesinde kullanmayarak aynı gün davalı ..... firması hesabına geçirdiği, davalı ..."nun bu şirketin ve ...... nin çoğunluk pay sahibi sıfatına sahip olduğu, davalı şirketin de ...... bünyesinde bir şirket olup kendi adına alamadığı krediyi kredi müşterisi olan davacı şirket üzerinden temin ettiği, bu kapsamda davacı şirketin banka hakim hissedarının rızası ile yasaya karşı hileye ortaklık ettiği, bu olguları kesinleşen ...... mahkemesinin tespit ettiği davacı şirket ile davalı ...... firmasının borçtan sorumlu tutularak borçtan doğan teselsülü ortaya koyduğunu, kredi ile temin edilen tutarın davalı şirket tarafından kullanılması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye neden olduğu bu esas içinde davacı şirketin tasarruf edemediği kredi tutarı yönünden davalı şirkete talep hakkının bulunduğu, bankacılık yasası hükümlerine göre ..... A.Ş nin davalı ..... şirketine kredi kullandırmaması gerekirken bankanın hakim ortağı ..."nun davacı şirket üzerinden dolanlı olarak kredi kullandırması nedeniyle ..."nun tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak sorumluluktan kurtulamayacağı BK 73. madde kapsamında davacının ........ kurumuna ödediği tazminat tutarını birleşen dosya yönünden ödeme tarihinden itibaren davalılardan faizi ile talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine birleşen davanın ise davalı ... yönünden BK 73. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra ıslah talebinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, diğer davalı ........ şirketi yönünden ise islah talebi doğrultusunda kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05/05/2015 gün ve 2014/18747 E. - 2015/6597 K. sayılı ilamı ile “1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin asıl ve birleştirilen davalara yönelik tüm temyiz itirazlarının, birleştirilen davanın davalısı ..."nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-) Birleştirilen davada davalı ... vekilinin derdestlik itirazı yönünden ise; asıl dava devam ederken aynı konuda birleştirilen istirdat davasının açılmış olması karşısında derdestlik itirazının yerinde olmadığı yönündeki yerel mahkeme kabulünün yeterince gerekçelendirilmemiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.





    2-Birleşen davaya yönelik davacı vekilinin karar düzeltme istemine gelince;
    Birleştirilen davada davacı vekilinin zamanaşımına ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile, ..... 8 . Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/84–872 E.K. sayılı kararında belirtildiği üzere dava konusu kredinin ..... A.Ş ‘den davacı tarafından alındığı, davacı Mitaş ..... ...AŞ. Yetkilisinin talimatıyla diğer davalı .... şirketinin banka hesaplarına aktarıldığı dolayısıyla davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin kullanma ödüncüne dayalı sözleşme ilişkisi olduğu ve BK ‘unun 125. maddesi (6098 sayılı TBK’unun 146. maddesi) uyarınca bu alacak on yıllık zamanaşımına tabi olup mahkemece bu zamanaşımı süresi dikkate alınmaksızın olayda uygulanma olanağı olmayan BK’unun 73. maddesinde) öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenlerle Dairemizin 16/06/2010 günlü 2010/4261E. 2010/7580 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak davacının birleşen dosyaya yönelik zamanaşımı itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddine, (2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin yerel mahkeme kararının birleşen davaya yönelik hükmünün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına iadesine, 04/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi