17. Hukuk Dairesi 2016/16457 E. , 2017/11000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; ... İl Sağlık Müdürlüğüne ait olan ve İl Ambulans Servisi Başhekimliği hizmetinde olan...Ford marka ambulansın 26/01/2013 tarihinde kaza yapması sonucu pert olduğunu, davalı ... şirketi ile yapılan ... sözleşmesi gereğince ... bedelinin ödenmediğini, davalı şirkete araç bedelinin ve ambulans donanım bedelinin toplam olarak 154.560,00 TL olduğu bu fiyattan hasarlı halinin düşülerek kalan miktarın 146.258,00 TL"nin ödenmesi amacıyla 20.09.2013 tarih ve 8275 sayılı yazı ile bildirildiği, davalı şirketin göndermiş olduğu cevabi yazıda aracın pert olduğunu kabul ettiğini fakat donanımın pert olmadığını bu nedenle aracın piyasa değerinden hasarlı hali fiyatı düşülerek ödeme yapılabileceğini söylediklerini; ... poliçesi uyarınca kasko bedelinin araç için 47.600,00 TL ve kasa+tank kısmı için 106.960,00 TL olmak üzere toplam 154.560,00 TL riziko bedeli belirlendiği ve davalının söz konusu bedeli ödemediğini beyan ederek, ... poliçesi çerçevesinde talep edilebilecek miktarın ve donanım bedelinin teknik bilirkişi incelemesi neticesinde hesaplanacağından alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 47.600,00 TL"nin davalı şirketten kaza tarihi olan 27/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini belirsiz alacak olarak talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hasar dosyasının incelenmesi sonucunda talep edilen hasarın 32.548,00 TL"si davacı tarafa ödenmek istenmiş ise de davacı tarafın bu ödemeyi kabul etmediğini, davaya konu aracın araç aksamı tam hasara uğramış olmasına rağmen bu araçta bulunan ambulans aksamında ise herhangi bir hasarın bulunmadığını, bu sebeple hasar konusunda inceleme yapılırken bu durumun göz önünde bulundurulmadığını, müvekkilin ambulans aksamından dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın iddialarını ve talep edilen hasar tutarını kabul etmediklerini beyan ederek, bilirkişi heyeti oluşturularak dosyanın kapsamlı bir şekilde incelemeye alınmasını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne; 47.600,00 TL"nin 06/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ıslah ile arttırılan kısmın zamanaşımı nedeni ile ve kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko ... poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde; ... poliçesi çerçevesinde talep edilebilecek miktarın ve donanım bedelinin teknik bilirkişi incelemesi neticesinde hesaplanacağından alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 47.600,00 TL"nin davalı şirketten kaza tarihi olan 27/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile tahsilini talep etmiş ve belirsiz alacak davası şeklinde işbu davanın açıldığını belirtmiştir. Davacıya ait, davalıya kasko sigortalı araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı, aracın onarımının olanaklı olup olmadığı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen araçta kaza sonucu oluşan hasar tutarının tespiti, yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacaktır. Bilirkişi trafik kazasına karışan davacıya ait aracın hasar sonrası durumunu inceleyerek aracın onarımının mı yoksa pertinin mi olanaklı olup olmadığını belirleyip, yapacağı değerlendirme üzerine davalıdan talep edilebilecek alacak miktarını saptayacaktır. Bu durumda araç hasarına ilişkin dava konusu talep miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmadığının anlaşılması karşısında, mahkemece “Sigortalı; oluşan hasarın, kaza tarihi 26/01/2013 itibariyle belirli veya belirlenebilir nitelikte olmakla” nitelendirilmesi yanlış olup, dava belirsiz alacak davasıdır.
Buna göre; maddi hasarlı trafik kazası 26/01/2013 tarihinde meydana gelmiş, ıslah dilekçesi ise 24/03/2016 tarihinde verilmiştir. Islah dilekçesi davalı vekiline 30/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 01/04/2016 tarihinde verdiği dilekçesiyle ıslah edilen miktara karşı ve süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Belirsiz alacak davasında, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için kesilir. Davacı, zararlarını 15/02/2016 günlü bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiş ve sonradan harcını da tamamlamıştır. HMK 107-448 maddeleri hükmüne göre davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, harcı sonradan tamamlanmak sureti ile dava edilen kısmı da dosya kapsamına göre inceleyerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah edilen 41.092,00 TL alacak yönünden davanın zamanaşımına uğraması nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.