17. Hukuk Dairesi 2015/10034 E. , 2017/11002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının, davalılardan ... "in ölen eşi ... "ten boşandığını, aynı karar gereğincede 100.000 Euro alacaklı olduğunu, davacının alacağının tahsili için ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2009/1370 sayılı dosya ile icra takibine başladığını, takibin kesinleştiğini, davacıdan boşandıktan sonra davalı ... ile evlenen ... "in 08.06.2009 tarihinde öldüğünü, davacıdan boşandıktan bir gün sonra 16.12.2008 tarihinde davalı ... ile evlenen ... "in 17.12.2008 tarihinde ... Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı 2913 ada 8 parselde kayıtlı A blok zemin kat 20 nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazı satmış gibi devrettiğini, davalı ..."in de eşinden muvazaalı şekilde aldığı taşınmazı ... "un ölümünden üç gün sonra 11.06.2009 tarihinde diğer davalı ... "ya satmış gibi işlem yaptığını, her iki davalı arasındaki satış işlemininde gerçek dışı olduğunu, davacının alacağını almak için taşınmazı haczettirebileceğini düşündüğünden dava konusu taşınmazı gerçek değerinden çok aşağı bir değerle emaneten diğer davalıya geçirildiğini, satış bedelinin düşük olup, muvazaayı doğruladığını belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, dava açılmadan önce açılmış aciz vesikası olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile davacının davalı ... "ya yönelik taleplerinde haksız olduğunu, davalı ... ile davalı ... arasında herhangi bir akrabalık bağı olmadığını, satış işleminin yasalara uygun yapıldığını, taşınmazın satın alındıktan sonra davalı ... tarafından kiraya verildiğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.Davalı ..., açılan davayı kabul etmediğini, borcu nedeniyle taşınmazı davalı ... "ya sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacının davasının davalı ... yönünden reddine, davacının davasının davalı ... ve ... mirasçıları olan dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden kabulü ile davacının... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2009/1370 sayılı dosyasındaki alacak ve fer"ilerinin dava konusu olan ... Mahallesi 2913 ada 8 parsel A Blok Zemin Kat 20 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri olan 26.000,00 TL ile, sınırlı olmak üzere davalı ... ve ... ile ..."dan tazminine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılır. Kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötüniyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir. Davalılardan Sultan Kartçı doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi değil, dava konusu taşınmazı üçüncü kişi konumundaki davalı ...’ten 11/06/2009 tarihinde satın alan dördüncü kişidir. Davalı ... ’ya yönelik davanın kabul edilebilmesi, dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali, ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Dördüncü kişi yönünden sadece düşük bedelle satılmış olması kötü niyetli olduğunun kanıtı sayılamaz. Dosya kapsamından adı geçen davalının kötü niyetli olduğuna ilişkin yeterli araştırma ve incelemenin yapılmadığı anlaşılmakta olup; davacı tarafından davalı ... ’nın davalı 3.kişi ...’in anne babasının komşusu olduğu iddia edilip, aynı taşınmaza ilişkin muris muvazaası dolayısıyla açılan bir başka davada davalı tanığı olarak dinlenen Şerife Songur beyanlarında da davalı ... ’nın davalı ...’in anne babasının komşuları olduğu belirtildiğinden söz konusu bu dava dosyası da incelenerek; davalı ... "nın borçlu davalı müteveffa
... "in İİK.nun 280. maddesinde yazılı olduğu gibi borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının irdelenmesi, borçlunun ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşılması halinde dava konusu taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptaline, kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde şu an olduğu gibi davalı ... hakkındaki davanın reddine ve üçüncü kişi ... yönünden İİK’nun 283. maddesine göre davanın bedele dönüşeceği dikkate alınarak mahkemece davalı üçüncü kişi ...’in taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
2-Kabule göre ise, davanın İİK"nun 283.maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki bedel ile sadece üçüncü kişinin sorumlu olması gerekirken zaten alacağın tahsili için açılan davada borçluyu (borçlunun mirasçıları ... ve ...) mükerrer borç ödeme külfeti yükleyecek şekilde tazminattan sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... "ya geri verilmesine 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.