MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2015
NUMARASI : 2013/574-2015/49

Davacı, yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesildiği tarihten itibaren tekrar ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının ölüm aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali istemine lişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinin son fıkrasında “ Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” kuralı getirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 14/01/1985 tarihinde evlendiği, 13/01/2006 tarihinde boşandığı, vefat eden annesinden dolayı davacıya ölüm aylığı bağlandığı, davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle Kuruma ihbar yapıldığı, bu ihbar üzerine Ocak/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre, beyanda bulunan şahıslar davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını belirttikleri, Kurumunda bu rapora dayanarak bağlanan ölüm aylığını iptal ettiği, düzenlenen kolluk tutanağında davacının ayrı yaşadığının belirtildiği, yine SGK görevlisine beyanda bulunan şahıslardan Emrullah isimli kişi mahkeme huzurundaki beyanında, davacının babasına ait evde kiracı olarak oturduğunu ancak birlikte yaşayıp yaşamadığnı bilmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Kurum görevlilerince düzenlenen raporda beyanda bulunan şahıs, her ne kadar yargılama sırasında farklı beyanda bulunmuş ise de, bunu haklı ve kabul edilebilir bir sebebe dayandıramadığı görülmektedir. Öte yandan davacının oturduğu yerin muhtar ve azalarının belirlenip beyanlarının alınmadığı, yine davacının oturduğu evin kira olup, kiraya veren şahsın tespit edilip dinlenmediği, söz konusu evin kirasının kim tarafından ödendiğinin araştırılmadığı, davacının oturduğu evin telefon, -elektrik, su ve dogal gaz faturalarının kim tarafından ödendiği, banka aracılığıyla otomatik ödeme hesabından ödeniyorsa bu hesabın kimin adına kayıtlı olduğu hususlarının araştırılmadığı, ayrıca davacının boşandığı eşinin, kayıtlarda gözüken adresinde oturup oturmadığını tespite yönelik olarak kolluk vasıtasıyla ayrıntılı bir çevre araştırmasının yaptırılmadığı, dolayısıyla tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucun davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.