
Esas No: 2019/35
Karar No: 2022/5117
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/35 Esas 2022/5117 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/35 E. , 2022/5117 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelemesinde;
Tüm dosya kapsamına göre, olay anında ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklanması, katılanlardan kaynaklanan ve sanığa yönelen herhangi bir haksız hareketin bulunmaması karşısında, sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğinin tartışılması yönündeki tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a)Hüküm kurulurken temel cezanın belirlenmesinde uygulama maddesinin belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. madde ve fıkrasına aykırı davranılması,
b)5237 sayılı TCK'nin 265/4. maddesi uyarınca belirlenen 1 yıl 12 ay hapis cezasının TCK'nin 43. maddesi uyarınca artırılarak tayin olunan 1 yıl 18 ay hapis cezasından TCK’nin 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken “1 yıl 13 ay hapis” cezası yerine, hesap hatası sonucu “1 yıl 15 ay” hapis cezasına hükmolunması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm 1. paragrafında "...takdiren ve teşdiden" ibaresinden sonra gelmek üzere "5237 sayılı TCK’nin 265/1 maddesi uyarınca" ibaresinin eklenmesi; yine hüküm 4. paragrafında belirlenen “1 yıl 15 ay” ibaresinin çıkartılarak yerine “1 yıl 13 ay” ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelemesinde; Sanığın kullandığı motosikletin üzerinde bulunan motor ve şaşi numaralarının tanık Halil adına kayıtlı 33 UE 295 plaka sayılı motosiklete ait oldukları, kovuşturma aşamasında alınan 12.10.2012 tarihli uzmanlık raporunda numaraların orjinal oldukları, bahse konu numaralar üzerinde silinti ve kazıntı izine rastlanılmadığının beyan edilmiş olması, bu nedenle motor ve şasi numarası üzerinde change işlemi yapılmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, ancak suça konu motosiklete takılı plakanın gerçek başka bir motosiklete ait tescilli plaka olduğunun anlaşılması karşısında; suç tarihi itibariyle Karayolları Trafik Kanunu'nun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nin 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün yürürlüğe girmediği, sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21. maddesine uygun bulunduğu gözetilmeden, unsurları bulunmayan sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak sanık lehine bulunan ve eylemine uyan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının eylemin gerçekleştiği 08.05.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nin 322 ve Kabahatler Kanunu’nun 24. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan Kabahatler Kanunu’nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.