
Esas No: 2011/2342
Karar No: 2012/239
Karar Tarihi: 19.01.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2342 Esas 2012/239 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifle hiçbir ilişkisi olmamasına ve herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen davalının müvekkili hakkında müşterek ve müteselsil borç senetlerine dayalı olarak takipte bulunduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu senetlerin kanunen ilam niteliğinde sayılan belgelerden olduğunu, takibin kötüniyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu senetlerdeki imzaların davacı ..."un eli ürünü olmadığı, davalının yemin deliline dayandığı, davacının yemini eda ettiği, davalı alacağının varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve 544,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, İİK.nun 72/5. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan Yasa maddesi uyarınca, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kütüniyetli olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, takip konusu alacağın yüzde kırkından az olmayacak şekilde, uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Diğer anlatımla borçlu davacı yararına kötüniyet tazminata hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız çıkması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da ispatı gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta ise takip, imzalı senetlere dayalı olarak var olduğu düşünülen hakkın kullanılması amacına dayalı olup, yargılama sonunda senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı ve yapılan takibin haksızlığı belirlenmiş ise de, salt buna dayalı olarak davalı alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığının kabulü doğru değildir. Bu itibarla, mahkemece, koşullarının oluşmadığının kabulü ile kötüniyet tazminatı istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.