Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5273
Karar No: 2017/11312
Karar Tarihi: 5.12.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5273 Esas 2017/11312 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/5273 E.  ,  2017/11312 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde dahili davalı ...vekili,davalı ... ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; müvekkillerinden ... adına kayıtlı aracın diğer müvekkili ..."ın sevk ve idaresinde iken, arkadan gelen davalılardan ... Ticaret ve Ltd. Şti. adına kayıtlı davalı ..."ın sevk ve idaresindeki tırın ani bir şekilde çarpması neticesinde müvekkiline ait araçta bulunan ... ve ... ... yaralandığı, aracın bir daha trafiğe çıkamayacak şekilde hasarlanmasına sebep olduğu, ... ... ın kazadan bir süre sonra tedavi altında iken vefat ettiğini, söz konusu trafik kazası diğer davalı ... adına kayıtlı aracın sürücüsü ..."ın tehlikeli bir şekilde araç kullanarak ve hiç bir sebep olmaksızın otoyol üzerinde yavaşlayarak durması sonucunda meydana geldiğini, kazaya karışan sürücüler ..."ın ve ..."ın kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracın kullanılmaz duruma gelmesinden dolayı 2.500,00 TL, tedavi giderlerine karşılık gelmek üzere 600,00 TL, kazada yaralanıp bilahare vefat eden ... ın çocukları davacılar ... ve ... için 1.000,00"er TL"den olmak üzere 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ve vekilleri davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılan tedavi gideri ve araçta meydana gelen zarar gideri toplam 3.100,00 TL"den yapılan ödeme mahsup edilerek 1.100,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ..."ın açmış olduğu manevi tazminat ile davacı ..."ın açmış olduğu manevi tazminatın 500,00"(er) TL"den toplam 1.000,00 TL"sinin kabulü ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ... ve ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, dahili davalı ...vekili,davalı ... ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Temyize konu kararda davacılar ... ve ... aleyhine manevi tazminat yönünden reddedilen kısımlar 500,00"er TL olup, karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden miktar itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle davacılar vekilinin davacılar ... ve ... yönünden manevi tazminat talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda Mahkeme gerekçesinde "... kusur oranına göre bilirkişi raporu alınmış, davalılardan ..."ın 2.000,00 TL ödeme yaptığı ve bu miktar da mahsup edildikten sonra davacının isteyebileceği tedavi gideri ve aracında meydana gelen zararın toplam 3.100,00 TL olduğu, ancak yapılan ödeme de göz önünde tutularak davacının tedavi ve araçta meydana gelen hasar ile ilgili isteyebileceği miktarın 1.100,00 TL olduğu anlaşıldığından, bu miktarın davalılardan tahsiline... "şeklinde belirtilmiş olup, davacının talep ettiği tazminat miktarının ne kadar belirlendiği, hangi miktardan ne kadar mahsup yapıldığı açık ve anlaşılır olmadığı gibi davadan önce yapılan ödemenin de iki kez mahsup edildiğinin belirtilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de; somut olayda davacılar vekili araç hasarı talebinde de bulunmuş, mahkemece aldırılan makine mühendisi tarafından düzenlenen blirkişi raprorunda aracın 2.el piyasa değerinin yaklaşık 7.500,00-8.000,00 TL civarında olduğu ve aracın ağır hasarlı olduğu mevcut hali ile tamirinin araç değerini aşması nedeni ile ekonomik olmayacağı belirtilmiştir.Bilirkişi raporunda aracın tamir bedeli belirlenmeden tamirinin ekonomik olmadığı belirtilmiş,yine araç ağır hasarlı kabul edilmesine karşılık aracın hurda bedeli de belirlenmemiştir.
    Bu bakımdan mahkemece benimsenen bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir. O halde, yapılacak iş hasar konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden aracın
    tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse; aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedelinde sovtaj değerinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanması için, dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilerek ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    3-2918 sayılı KTK."nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde "işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve aracı üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır.
    Somut olayda kazaya karışan ... plakalı aracın kaza tarihinde kayden maliki davalı ...olup davalı ... ile aralarında aracın işletenlik sıfatını kazandıracak herhangi bir hukuki işlem bulunmamaktadır.Davalı ... dava tarihinde trafik kaydında malik gözüken kişidir. O halde mahkemece kaza tarihinde ... plakalı aracın işleteni olmayan davalı ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Davanın, 27.10.2004 tarihinde, diğer davalılar ile birlikte kazaya karışan ... plakalı aracın maliki olduğu gerekçesi ile davalı ..."a karşı açıldığı; davacı vekilinin 29.04.2014 tarihli dilekçesiyle, davaya konu kazaya karışan ... plakalı aracın ...adına kayıtlı olduğu ve araç malikinin de zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle,...nun davaya dahil edilmesi ve davalı olarak kabulünün talep edildiği; mahkeme tarafından dahili davalı hakkında da hüküm tesis edildiği görülmektedir.
    6100 sayılı HMK"nun 124/3. maddesinde yer alan "maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf
    değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir" düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK"nun 49-52. maddeleri (6100 sayılı HMK"nun 61 vd. md.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re"sen dikkate alınması gerektiği açıktır.
    Bu nedenlerle, hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan dahili davalı konumundaki ...hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    5-Bozma neden ve şekline göre; dahili davalı ...vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin manevi tazminat talebine yönelik temyiz dilekçesinin (isteminin) REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."un temyiz itirazlarının, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle dahili davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı ...vekilinin, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ve ...ye geri verilmesine 5.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi