Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15623
Karar No: 2015/18974
Karar Tarihi: 22.10.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/15623 Esas 2015/18974 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/15623 E.  ,  2015/18974 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı, ... Vekili Avukat ... ile davalılar; 1-... vekili Avukat ...2- .... 3-... 4-... Vekili Avukat ... İhbar Olunan; ... Vekili Avukat ... aralarındaki tazminat davası hakkında... İş Mahkemesince verilen 05/09/2014 gün ve 2011/380 Esas, 2014/410 Karar sayılı kararın Düzeltilerek Onanmasına ilişkin Dairemizin 02/06/2015 gün ve 2014/26720 Esas, 2015/12628 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili 10.07.2015 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 02.06.2015 gün 2014/26720 Esas, 2015/12628 Karar sayılı kararında diğer temyizitirazlarının reddine karar verilerek harçlar bakımından düzeltilerek onama kararı verildiği gerekçesiyle bozulduğu,davalı şirket yetkilileri olan diğer davalılar ... ve ... açısından verilen husumetten red kararı verildiği, kararn bu yönden de bozulması gerektiği, davalı şirket yetkililerinin sorumluluğuna hükmedilmemesinin ...ve ... de düzenlenen eşitlik ilkesi, adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü ilkelerinin ihlali niteliği taşıdığından bahisle maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
    İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
    Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.

    Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Gerçekten temyiz incelemesi sonunda, davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile, peşin ve ıslah harcı bakımından hükmün düzeltilmiş şekli ile onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa hükme esas alınan 02.05.2013 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalı ... Sağlam ve ..."na ayrı ayrı % 2.5 oranında önlem almada yetersiz kaldıkları gerekçesiyle kusur verildiği, hükmün gerekçesinde ise kusur raporunda davalı alt işveren şirketin kusur içinde önlem alınmasında yetersiz kaldıkları için davalı gerçek kişilere kusur verilmiş ise de Mahkemece gerçek kişilerin şahsi kusurları bulunmadığından kusurlu kabul edilmediği, kusur raporuna bu yönde uyulmadığının belirtilmiş ise de davalı gerçek kişilere şahsi kusur verildiği ancak buna dair gerekçenin yetersiz olduğu ve hükme esas alınamayacağı ortadadır. Hal böyle olunca da Hükmün diğer temyiz itirazlarının reddi ile Harçlar bakımından düzeltilmiş şekli ile onanmasına karar verilmesinin maddi yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin 02.06.2015 gün 2014/26720 Esas, 2015/12628 Karar sayılı kararı kaldırılarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Dava, 27.04.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 174.822,39 TL maddi ve 27.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı..."den tahsili ile davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; hükme esas alınan 02.05.2013 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalı ... ... ve ..."na ayrı ayrı % 2.5 oranında önlem almada yetersiz kaldıkları gerekçesiyle kusur verildiği ancak bu gerekçenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
    4857 sayılı Kanun"un 77.maddesi uyarınca, işverenler iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    4857 sayılı Kanun"un 77. ve devamı bir kısım maddeleri 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6331 sayılı ...ve ..."nun 37. maddesiyle, 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girmek üzere yürürlükten kaldırılmış olup, 6331 sayılı ... ve ..., işverenin sağlık ve güvenlik önlemlerini alma yükümünü daha ayrıntılı bir biçimde düzenlemiştir.


    Gerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesi gerekse 6331 sayılı ... ve ...’nun 4. ve 5. maddeleri ile bunu uygun olarak çıkarılan iş güvenliği yönetmelikleri hükümleri işverenin sorumluluğunu objektifleştiren kriterler olarak değerlendirilmelidir. Bu sebeple mevzuatta yer alan teknik iş güvenliği kurallarına uyulmaması işverenin kusurlu davranışı olarak kabul edilmelidir. Ancak, işveren sadece anılan yazılı kurallara değil, yazılı olmayan ve teknolojinin gerekli kıldığı önlemlere aykırı davrandığında da kusurlu görülerek oluşan zararı karşılamalıdır.
    Öte yandan, objektifleştirilen kusur, kusur sorumluluğunu kusursuz sorumluluğa yaklaştırsa da, onu kusursuz sorumluluk haline dönüştürmez. Çünkü, bu halde dahi işverenin sorumluluğu için kusurun varlığı şarttır. Kusurun objektifleştirilmesi kriterinin yanısıra, Türk Borçlar Kanunu’nun 417/2. maddesinin, ... hükümleri ve 6331 sayılı ...ve ...’nun 4. maddesi kapsamında yorumlanması da işverenin sorumluluğunu oldukça genişletecektir.
    Somut olayda, hükme easas alınan bilirkişi kusur raporunun davalı gerçek kişilerin şahsi kusurlarının ortaya konulmasındaki gerekçenin yetersiz olduğu, anlaşıldığından işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde yeniden inceletmek, davalılar ... ve ..."nun şahsi kusurlarının somut bir şekilde gerekçelendirildiği raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin isteminin kabulü ile, Dairemizin maddi hataya dayalı 02.06.2015 gün 2014/26720 Esas, 2015/12628 Karar Sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine;
    2) Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine, 22/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi