17. Hukuk Dairesi 2015/6306 E. , 2017/11391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... Otomotiv Tic A.Ş"ye ait ... plakalı aracın davacıya ait ... plakalı araca çarparak, hasar meydana getirdiğini, olayın 28/03/2008 tarihinde meydana geldiğini, olayda davalı aracın kusurlu olduğunu, tespit tutanağının tutulduğunu, alkol raporunun alındığını, davacı aracının ağır hasarlandığını, ... .Sulh Hukuk Mahkemesinden hasar tespiti yaptırdıklarını ve KDV hariç 9.906,00 Euro ve 2.650,00 TL"lik hasar bedelinin tespit edildiğini, davalı ... şirketine bildirildiğini, hasar dosyasının açıldığını, ancak hasar başvurusunun reddedildiğini, bu nedenle harca esas miktar olan 19.901,00 TL"nin muacceliyet tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Birleştirilen davada; davacı ..., davalıları ... Otomotiv Tic. ve San. A.Ş ve ... ... Sigorta A.Ş olan ve aynı olay nedeni ile ... plakalı aracın hasar gördüğünü açıklayıp, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ..."e ait ... plakalı araçtaki hasarın ve birleştirilen dosyanın davacısı olan ... Ltd Şti"ne ait ... plakalı araçtaki hasarın davalı tarafa ait ... plakalı aracın kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur.
Davacı ... ve bir kısım sanıkların ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/263E ve 2010/195 K sayılı ilamı ile, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belge sahtecilik suçlarından yargılamaları yapılmış ve ... hakkında beraat hükmü verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 2012/12538 E ve 2012/43555 K sayılı ilamı ile; "sanık ..."in 28.03.2008 tarihinde karıştığı trafik kazası ile ilgili olarak katılan ... şirketince yapılan araştırmada sanığın kullandığı aracın önceden hasarlı olup, kazaya karışan diğer aracın sigortasından faydalanabilmek amacıyla düzmece trafik kazası yapıldığının iddia olunması karşısında, hasar dosyalarının bilirkişi marifeti ile incelenerek trafik kazaları ile hasar arasında uyum bulunup bulunmadığı, değiştirilmek istenen oto parçalarının kaza ile uyumlu olup olmadığı hususlarının belirlenmesinden sonra, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; alınan heyet raporu ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda kazanın davacı tarafın iddiası ve kaza tespit tutanağında belirtildiği şekilde meydana gelmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi, TBK"nın 74. maddesinde düzenlenmiş olup Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK"nın 74.maddesinde “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir" Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini
bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K.).
Bu nedenle; öncelikle Yargıtay 15.Ceza Dairesi"nin bozma ilamı sonucunda ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek maddi olgunun belirlenmesi, ondan sonra hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davacılarına geri verilmesine, 7.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.