17. Hukuk Dairesi 2015/18756 E. , 2017/11392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 04.03.2006 tarihinde müvekkillerinin kızları ... ile ..."nın karşıdan karşıya geçtikleri esnada davalılardan ..."ın sevk ve idaresindeki ve davalı şirkete ait ... plakalı araç ile müvekkillerinin kızlarına çarptığını ve ... ile ..."nın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıklarını belirterek fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili küçük ... için 500,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, müvekkili ... için 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, müvekkili ... için 15.000,00 TL manevi ve müvekkili Hatice için 15.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 91.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen(davalı ... şirketinin maddi tazminat yönünden sigorta poliçe limitiyle sorumlu tutulmak üzere) tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile ... için 76,09 TL geçici iş göremezlik, 30,00 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 106,09 TL"nin davalılardan, 1000TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."den; ... için 72.873,78 TL iş göremezlik ve 4.000,00 TL tedavi masraflarının davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."den, davacılar anne Hatice ve baba ... için
ayrı ayrı 15.000,00"er TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile 1086 sayılı HUMK’na eklenen ek madde 4 ile aynı Yasa’nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2010 tarihinden itibaren 1.430.00 TL’na çıkarılmıştır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Somut olayda; davacılardan ... ... lehine 106,09-TL maddi ve 1000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğinden davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin davacı ... ... yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu olay sonucu davacılardan ... ... yaralanması nedeniyle tedavi giderleri talep edilmiş, mahkemece alınan 17.05.2011 tarihli maluliyet raporunda davacı ..."nin 24 ay geçici işgöremezlik dönemi belirlenmiş ve tedavi süresi boyunca ... şartlarında fatura edilmeyen tedavi giderlerinin 2400,00-TL olabileceği belirtilmiştir. Daha sonra mahkemece alınan 01.11.2011 tarihli adli tıp uzmanı raporunda ise 24 ay geçici iş göremezlik ve 10.000,00TL fatura edilmeyen tedavi giderinin olacağı belirlenmiştir. Akabinde maluliyetin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden rapor
alınmış ve raporlar arasındaki çelişkilerin kesin olarak belirlenmesi açısından Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınmış, alınan bu raporda davacı ..."nin %32.3 oranında maluliyetinin olduğu, 18 ay geçici iş göremezlik durumunun bulunduğu ve başkasının sürekli bakımına muhtaç olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece fatura edilmeyen tedavi giderleri açısından 24 ay geçici iş göremezlik süresinin mevcut olduğu belirtilen 17.05.2011 tarihli adli tıp uzmanı raporu esas alınarak kusur oranlarına göre 4.000,00TL tedavi giderine hükmedilmiş ise de, mahkemece alınan 17.05.2011 tarihli adli tıp uzmanı raporu ile 01.11.2011 tarihli bilirkişi raporları arasında tedavi giderlerinin ne kadar olacağı hususunda çelişki giderilerek karar verilmesi, ayrıca maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süreleri arasında çelişkinin giderildiği Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda belirlenen 18 ay geçici iş göremezlik süresi boyunca fatura edilmeyen tedavi giderlerinin ne kadar olacağı belirlenerek karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bedensel zararlar, bir kimsenin yaralanması nedeniyle tedavi süresi boyunca geçici olarak işten güçten kalmasına bağlı olarak bir zarara neden olabileceği gibi, kalıcı maluliyet nedeniyle aynı işi başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek yapmak zorunda kalmak suretiyle de bir zarar neden olabilir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre; geçici iş göremezlik zararın belirlenmesinde esas alınacak gelir, kaza tarihinde zarara uğrayan kişinin elde ettiği veya elde etme ihtimali bulunan gelirdir.
Hükme esas alınan 19.12.2014 havale tarihli aktüer hesabı raporunda davacılardan 1998 doğumlu ... için kaza tarihi olan 04.03.2006 tarihinden itibaren 18 ay geçici iş göremezlik zararı olarak 2.825,98-TL hesaplanmış ise de; davacı ..."nin kaza tarihinde 8 yaşında olduğu, bu nedenle gelir sağlamayacağı kabul edilerek geçici iş göremezlik zararının hesaplama dışı tutularak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde geçici iş göremezlik zararına hükmedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
5-6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi
huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminat miktarlarının bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinin REDDİNE; (2) numaralı bette açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 474,03 TL fazla alınan harcın temyiz eden davacılara geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... San Ve Tic A.Ş, ... ve ... Sigorta A.Ş"ye geri verilmesine 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.