17. Hukuk Dairesi 2015/4253 E. , 2017/11562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi nezdinde Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile ve ... Turizm Tic. ve San. Ltd.Şti adına sigortalı işyerinde bulunan kıymetli eşya ile dekorasyon demirbaşın 30/12/2013 tarihinde iş yerinde meydana gelen yangın hadisesi nedeniyle hasara uğradığını, müvekkili tarafından eksper raporları ile tespit olunan 95.942,35 TL hasar tazminatının ödendiğini, borcun tahsili için ... İcra Müd. 2014/12246 E.sayılı dosyası ile davalı borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz edildiğini belirterek davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, rücuen tazminat istemine ilişkin olarak başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif
mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
6100 sayılı HMK"nun 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görevli alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/1 maddesinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1 maddesinde nispi ticari davalar 4/1-a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar ise TTK 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3 maddesi gereği artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisin-
den çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK"nın 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olaya bakıldığında; davacı ..."nin sigortalısı ... Tur. Tic.ve San. Ltd. Şti. tacir olduğu gibi, davalı da anonim şirkettir.Davacı ve davalının tacir olduğu ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgili olması karşısında davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının nispi ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olması nedeniyle işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.