
Esas No: 2016/16789
Karar No: 2016/9483
Karar Tarihi: 30.11.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/16789 Esas 2016/9483 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucunda ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 1291, 1283, 1285 parsel sayılı sırasıyla 688.00, 370.00, 428,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak ve kumluk niteliği ile davalı ... adına hükmen tescil edilmiştir. Davacı ..., 1987 yılında başlayan imar ve ihyaya dayalı olarak taşınmazların zilyedinin kendisinin olduğunu öne sürerek davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın ... tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı ancak taşınmazların ... adına hükmen tescil edildiği 2001 yılı ile davanın açıldığı 2012 yılı arasında 3402 sayılı ... Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreninin dolduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davanın hukuki nitelendirilmesinde hataya düşülmüştür. Çekişmeli taşınmazların öncesinde 709, 710 ve 711 parsel numaralarıyla (daha büyük yüzölçümleriyle) 1977 yılında ham toprak ve kumluk niteliğiyle ... adına tespitlerinin yapılarak ... tutanaklarının düzenlendiği, üçüncü kişiler tarafından açılan tespite itiraz davası ile yapılan yargılama sonunda taşınmazların bir kısmının dava açanlar adına eldeki davaya konu taşınmazların ise ifrazen yine ... adına tesciline karar verildiği ve hükmün de 2001 yılında kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı ... 1987 yılında başlayan imar-ihyaya dayalı olarak eldeki davayı açtığına göre bu nedenle davanın tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı kabul edilemez. Tespitin yapıldığı 1977 ile tapu kaydının oluştuğu 2001 yılları arasında taşınmazın tapusuz taşınmaz olarak değerlendirilmesi gerekir. Ne var ki; davacının 1987 yılında imar ve ihyaya başlayıp aynı yıl bitirdiği kabul edilse dahi ... adına tapu kaydının oluştuğu 2001 yılına kadar ... Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen 20 yıllık zilyetliğinde bulundurma koşulu davacı lehine gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın bu nedenle esastan reddine karar vermek gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabet bulunmamakta ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan nedenlerle ve karar gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.