17. Hukuk Dairesi 2015/5472 E. , 2017/11696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı sigortacıya... sayılı iş yeri paket ... poliçesiyle sigortalı olan...Ltd. Şti."nin davalının maliki olduğu taşınmazda 01/04/2010 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olarak bulunduğunu, davalının maliki olduğu ve işyeri olarak davacının sigortalısına kiraladığı işyerinde kira sözleşmesinde demirbaş olarak gösterilen WC klozet spiral hortumunun 04/10/2010 tarihinde patlaması neticesinde zemin kattaki mecuru su bastığı için sigortalı mekanda bulunan stoktaki koltuk türü ürünlerle atölyedeki yarı mamül ve ham maddelerin hasar gördüğünü, davalının sorumluluğundan kaynaklanan zarar yüzünden sigortalıya 15.073,49 TL tutarında tazminat ödendiğini ve davacı sigortacının bu bedeli ödemekle halefiyet hakkını da elde ettiğini, iddia ederek 15.073,00 TL rücuen tazminat alacağının ödeme günü olan 12.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kiracının sık sık kullandığı WC klozetinin hortumunun sağlam olup olmadığını davalının kiralayan olarak hergün kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığını, kiracının kullanıma bağlı olarak ortaya çıkabilecek hasarla davalının herhangi bir davranışı arasında nedensellik bağı kurulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonucu yapılan yargılamada, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kabulü ile 15.073,00 TL tazminatın 02.10.2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyulan bozma ilamında "mahkemece dava konusu hasara yol açan su basmasının, davalının malik olduğu bağımsız bölümdeki WC klozet spiral hortumunun patlaması sonucu meydana geldiğini,olayın davalının kiracısının kusurundan kaynaklanmadığını, bina kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 258/2 maddesi uyarınca kiralananın olağan kullanımı için gerekli basit tamiratları yapmak kiracının ödevleri arasında yer aldığını, Somut olayda da hasara neden olan olayın davalının maliki olduğu bağımsız bölümdeki WC klozet spiral borusunun patlaması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı,bu itibarla mahkemece anılan madde hükmü dikkate alınarak tarafların hukuki durumlarının değerlendirilmesi" gerekçesi ile bozulmuştur.
6100 sayılı HMK 266. maddesinde "(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi bilirkişi ancak gerçek zararın miktarı ve kaynağı hususunda görüş bildirebilir. Somut olayda wc spiral borusunun patlaması şeklinde gerçekleşen olayda 818 sayılı BK 258/2 maddesinin değerlendirmesi ise ancak hakim tarafından yapılabilir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı sonucu alınan ek bilirkişi raporunda kira kontratı ve hasar tarihi arasında geçen zamanın da dikkate alınması gerektiği ve bu durumun imal olunan şey kavramı içinde değerlendirilmesi gerektiğinden malikin sorumluluğunun bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de; alınan bilirkişi raporu hatalıdır. Mahkemece, binanın yapımından kaynaklı bir arızanın bulunmadığı, 818 sayılı BK 258/2. Maddesi uyarınca kiralayanın olağan kullanım için zorunlu olan tamiratları yapmak zorunda olduğu, WC spiral borusunun patlaması sonucu meydana gelen zararın da bu nitelikte olduğu, zararın kira kontratının düzenlenmesinden 6 ay sonra meydan gelmesinde malike yüklenecek bir kusur da bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.