11. Hukuk Dairesi 2014/14676 E. , 2015/409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2014/111-2014/170 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan....."in %50"şer hisse ile davalı şirketi kurduklarını, ortaklığını sürdürmek istemeyen müvekkilinin hisselerinin devri konusunda davalı ile anlaştığını, hisseler devredilip devir karar defterine işlenmiş ise de, davalının devir işlemini ticaret sicil müdürlüğünde tescil ettirmediğini, müvekkilinin şirketle bağı kalmadığı halde şirketteki sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirkette hisse sahibi olmadığının tespitini, durumun ticaret sicil müdürlüğünde tescil ettirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının şirketin paralarını zimmetine geçirdiğini ve şirketi zarara uğrattığını, tarafların bu borçlar ödenmek koşuluyla hisse devri konusunda anlaştıklarını, noterde hisse devri yapıldığını, davacının hisse devri yapıldı diye borçlarını ödemediğini, oysa taahhüt yerine getirilmediği için hisse devrine ilişkin protokolün tamamlanmadığını, devrin pay defterine işlenmediği gibi ticaret sicil gazetesinde ilan da edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK"nın 595. maddesinde limited şirketlerde pay devrinin yazılı şekilde yapılıp noter tarafından onaylanması ve devre ortaklar genel kurulunca da onay verilmesi şartına bağlandığı, taraflar arasındaki pay devrinin noterde yapıldığı, şirket iki ortaklı olup ortaklar hisse devri konusunda anlaştığından noter evrakının ortaklar genel kurul kararı olarak kabulü gerekeceği, bu maddede 6762 sayılı TTK"nın 520. maddesinden farklı olarak pay defterine kayıt şartının aranmadığı, davalı tarafın devir işleminden vazgeçildiğine ilişkin noter evrakına eşdeğer bir belge sunmadığı, tespit hükmünün infazı suretiyle tescil işlemi yerine getirilebileceğinden tescil talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirkette pay sahibi olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 15/01/2015 tarihinde oyçoluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yeni Türk Ticaret Kanunu, limited şirket hisse devir sözleşmesinin içeriği konusunda eski Türk Ticaret Kanunu"ndan farklı bir düzenleme getirmektedir. Gerçekten yeni TTK"nın 595/1 hükmünde, ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin, ağırlaştırılmış rekabet yasağının, payı konu alan önerilme, ön alım ve alım haklarının ve cezai şarta ilişkin hükümlerin devir sözleşmesinde yer alması gerektiği belirtilmektedir. Bu zorunluluğun hangi menfaatin korunması amacıyla getirildiği konusunda da hükümde açıklık bulunmamaktadır. Aynı eksiklik kaynak .... Borçlar Kanunu"nun 784/II hükmünde de bulunmaktadır. Bu düzenlemenin devralanı koruma amacı taşıdığının ileri sürülmesi yanında, bu açıklamaların devralan bakımından borç yüklenilmesi anlamına geleceğini, bunlar bulunmadan yapılan devrin hukuken geçersiz olacağı da vurgulanmaktadır. Kanaatimizce, yeni TTK m. 595/1"de belirtilen hususlar devir sözleşmesinde yer almadığında, ortak sıfatından kaynaklanan yükümlülükler devralana geçmemiş olacağı gibi, ortak sıfatının da devralana geçmesinden bahsedilemez. Bunun yanında bu düzenlemeye aykırılık halinde ortaya çıkacak yaptırım konusunda bir boşluk vardır. Yeni Türk Ticaret Kanunu"nun gerekçesinde bu hükme aykırılığın geçersizlik yaptırımına yol açmayacağı belirtilmektedir. Bu açıklama hükümle korunan menfaat, sayımın numerus clausus ve devir sözleşmesi için öngörülen şeklin geçerlilik şekli olması dikkate alındığında doğru kabul edilemez. Ayrıca yeni TTK m. 595/1"deki hususların açık biçimde somutlaştırılması da zorunludur. Kısaca yeni TTK m. 595/1 de sayılan hususların birinin eksikliği sözleşmeyi geçersiz kılar (Şener, Oruç HAMİ. Ortaklıklar Hukuku, Çeşmealtı 2014, s 687; Demirkapı, Ertan: Limited Ortaklıkta Payın Devri, İzmir 2008, s. 217, 218, 219; Yıldız, Şükrü: Limited Şirketler, s.139, Tekinalp Sermaye Ortakları, N. 21-18)
Limited şirket hisse devir sözleşmesinde yeni TTK m. 595/1"de sayılan hususların bulunmaması geçersizlik sonucunu doğuracağından, bu hususların bulunmadığı sözleşmeye değer veren ve sözleşmeyi geçerli sayan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.