12. Hukuk Dairesi 2017/5198 E. , 2017/11043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu, zamanaşımı ile ilgili olarak bir istemde bulunmadığı halde, mahkemece borçlunun zamanaşımı nedeni ile takibin iptali talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki; borçlunun zamanaşımı ile ilgili olarak başvuruda bulunduğunun kabul edilmesi halinde de, anılan başvuru itiraz niteliğinde olup,takibin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerektiğinden,mahkemece bu yöndeki istemin reddi gerekirken, başvurunun şikayet olarak vasıflandırılıp esas yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de ;
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte, aynı alacakla ilgili olarak daha önce yapılan kambiyo takibinin iptali talebi ile açtığı borca itiraz davasında; borçlu şirketin vekille temsil edildiğini,bu nedenle tarafları ve konusu aynı olan şikayete konu takipte de ödeme emrinin vekiline tebliğ edilmesi gerektiğini belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istediği, ayrıca borçlu şirketin 2014 yılı kasım ayından itibaren aynı adreste faal olduğu halde taşındığından bahisle tebligatın iade edilip TK’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının da usulsüz olduğunu ileri sürerek, usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 22.02.2016 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu ise de; somut olayda; şikayete konu Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2015/ 14370 Esas sayılı dosyasında, borçlu vekil ile temsil edilmediği halde, işbu takipten önce Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü"nün 2015/12926 E. sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takibin, zamanaşımı nedeni ile aynı mahkemenin 19/11/2015
tarih ve 2015/1036 E. - 989 K. sayılı kararı ile iptaline karar verildiği ve dava dosyasında borçlu olan aynı şirketin vekili tarafından temsil edildiği, aradan bir aylık bir süre bile geçmeden aynı borçlu şirketin vekil ile temsil ettirildiği bilindiği halde vekil varken asile tebligat yapılmasının TK 11. AV. 41 ve HMK 73 vd. maddeleri gereği usulsüz olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi yerinde bulunmamıştır.
Öte yandan borçlu şirkete çıkarılan ödeme emrinin “...” adresine tebliğe çıkarıldığı, “Tevziat saatinde hanenin kapalı olmasından dolayı isim ve imzadan imtina eden görevliye soruldu. Muhatabın taşındığını beyan etmesi üzerine tebliğ imkansızlığı nedeni ile çıkış mercine iade” şerhiyle yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak, borçlu şirketin taşındığını beyan eden görevlinin ismi yazılmadan 16.12.2015 tarihinde iade edildiği,bunun üzerine ödeme emrinin borçlu şirketin ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı aynı adresine 01.02.2016 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak ... İlçe Emniyet Müdürlüğü"nden alınan cevabi yazıda, şirketin, 2014 yılı Kasım ayından itibaren tebligatların gönderildiği aynı adreste faal olduğunun bildirildiği, dolayısıyla borçlu şirketin tebligatların çıkartıldığı adresten taşınmadığının tespit edildiği görülmektedir. Bu nedenle, borçlu şirketin, 2014 yılı kasım ayından itibaren aynı adreste faal olduğu halde, isim ve imzadan imtina eden görevlinin beyanıyla taşındığından bahisle tebligatın iade edilmesi üzerine, TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
O halde, mahkemece; borçlu asille ilgili usulsüz tebligat şikayetin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : 1- Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle borçlu lehine;
2-Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle alacaklı lehine; İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.