8. Hukuk Dairesi 2014/4424 E. , 2014/12716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2013/12-2013/121
H.. Ş.. ile H.. Ş.. aralarındaki alacak davasının kabulüne dair Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 23.05.2013 gün ve 12/121 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı-karşı davacı H.. vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden H.. Ş.. vekili Av. F.. K.. geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı-karşı davalı H.. vekili, davacı H.."in kardeşi davalı H..’den 18 yıl önce Kaynarca Sabırlı köyü 115 ada parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, ancak kardeşinden tapuyu devir almadığını, 1,5 dönüm miktarındaki tarlaya fındık, ceviz, erik, vişne ve muşmula ektiğini ve taşınmazı bahçe haline getirdiğini, taşınmaz üzerinde 84 adet ocak fındık, 5 ağaç ceviz, 3 ağaç erik, 1 ağaç vişne ve 1 ağaç muşmula olduğunu, davacının 17-18 yıl emek harcayarak bu meyveleri yetiştirdiğini, davalının ise taşınmazı 1 ay kadar önce sattığını açıklayarak tarlanın bugünkü hali ile çıplak değeri 3.200 TL, mahkeme yolu ile yaptırılan tesbit sonucuna göre tarla üzerindeki meyve ağaçlarının toplam değeri 3.415 TL ve tespit masrafı 440 TL olmak üzere toplam 7.055 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07.02.2012 tarihinde harcını yatırdığı dilekçesi ile toplam 7.055 TL olan taşınmaz talebini 17.600 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı-karşı davacı H.. vekili, dava konusu taşınmazın hiç bir dönem davalı adına kayıtlı olmadığını, davalının eşi E.. Ş.."in üzerine kayıtlı bulunan taşınmazın muris E.. Ş.."in 20.09.1990 tarihinde ölümü neticesinde H.. ile çocukları S.. ve F.."ye kaldığını, tapu kaydından bu durumun anlaşıldığını, davacının hukuki mesnetten yoksun ve mücerret nitelikteki beyanlarının gerçeğe tamamen aykırı olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise; H.. ile çocuklarının anılan taşınmazın bulunduğu köyde oturmadıklarını, bu durumdan istifade eden H..’nin H.. ve çocuklarının bilgileri ve rızaları dışında dava konusu taşınmazı haksız olarak kullandığını, yokluklarında yapılan Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/3-2 D.iş sayılı tespitteki keşfe ve dosyada hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, H..’nin haksız ve kötü niyetli taleplerinin aksine H.."nin söz konusu haksız kullanım dolayısıyla H..’den ecrimisil talep etme hakkının olduğunu, karşı tarafın dava konusu taşınmazı hukuki mesnetten yoksun olarak 18 yıldan beri kullandığını beyan ettiğini açıklayarak haksız kullanımdan kaynaklanan 2.500 TL ecrimisilin haksız kullanımının başladığı tarihten işleyecek yasal faiziyle birlikte H..’den tahsiline karar verilmesini istemiştir
Mahkemece, davacı-karşı davalı H.. Ş.."in davasının kabulüne 17.600 TL"nin davalı-karşı davacı H.. Ş.."den tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı-karşı davacı H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 115 ada parsel 09.12.1993 tarihinde hükmen davalı H..’nin eşi E.. Ş.. adına tapuda kayıtlı iken 16.05.2011 tarihinde intikalen 2/8 payı H.. Ş.., 3/78’er payı ise S.. K.. ve F.. Y.. adına tescil edilmiş, aynı tarihte dava dışı A.. oğlu V.. D..’a satılmıştır
Mahkemece, taşınmazın Enver Şahin adına kayıtlı olduğu, Hanife’nin burayı harici olarak satın aldığı ve fındık bahçesi haline getirdiği, en az 15-16 senedir kullandığı, bir kişinin kendisine ait olmayan taşınmazı bu kadar süre kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olması sebebiyle Hanife’nin taşınmazı satın aldığının kabulü gerektiği, Hayriye’nin bu zamana kadar kullanım ile ilgili olarak bir talebinin olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının talebi, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davacı Hanife’nin net olarak tarih bildirmemekle birlikte 18 yıl önce taşınmazı Hayriye’den satın aldığını iddia ettiği, dava tarihinden geriye doğru bakıldığında iddia edilen satın alma tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın Hayriye’nin eşi Enver Şahin adına tapuda kayıtlı olduğu, Hanife’nin satın almaya ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığı, uzun süreli kullanım ve tanık beyanları ile ispata yöneldiği, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında taşınmazı Hanife’nin eşi Remzi Şahin’in, Enver Şahin’den 15 yıl önce satın aldığının ve 15 yıldır da Remzi Şahin’in kullandığının bildirildiği, davacının satın aldığına dair beyan bulunmadığı, Remzi’nin Enver’den satın aldığı söylenen tarihte ise Enver şahin’in ölmüş olduğu, bu durumda davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceği, tanık beyanları dışında da sunulan bir bilgi veya belge de olmadığı gözetildiğinde davacı Hanife’nin haricen satın almayı ispat edemediği gözetilerek davasının reddine karar verilmesi gerekirken varsayımlardan hareketle satın almanın kabul edilmesi ve sonrasında da talebin niteliği ile uygun olmayacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı Hayriye, dava konusu taşınmazın haksız kullanımı sebebiyle karşı dava açmış ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Bu durum Mahkemenin de kabulünde olup karşı davadaki talebin değerlendirilmesi, talep ve savunma doğrultusunda gerekçeleri de açıklanarak karşı dava ile ilgili olarak da olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken gerekçe kısmında bu karşı taleple ilgili de redde karar verildiği yazılmakla birlikte bu hususun gerekçelendirilmemesi ve özellikle hüküm kısmında bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı Hayriye vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı-karşı davacıya verilmesine ve taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 285,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.