8. Hukuk Dairesi 2014/5702 E. , 2014/12726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bolu Aile Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2012/648-2013/464
N.. İ.. ile S.. C.. aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağı davasının reddine dair Bolu Aile Mahkemesi"nden verilen 05.07.2013 gün ve 648/464 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tarafların 1987 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde müvekkilinin patates tarlalarında çalışarak gelir elde ettiğini, evlilik sırasında satın alınan 671 ada parsel üzerindeki ve nolu bağımsız bölümün yapılmasına gerek kişisel gelirleri gerekse ziynet eşyalarını vermek suretiyle katkıda bulunduğunu, davalının ve nolu bağımsız bölümleri muvazaalı olarak devrettiğini, nolu bağımsız bölümün davalı üzerinde kayıtlı olduğunu ileri sürerek TMK"nun 218-241 maddeleri hükümleri uyarınca mal rejiminin tasfiyesine, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını dava konusu taşınmazın vasiyet yoluyla davalıya babası tarafından verildiğini, vekil edenin kişisel malı olduğunu, vasiyetnamenin hükmün tenfiz edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu taşınmazın vasiyet yoluyla davalıya intikal ettiği ve davalının kişisel malı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 28.12.1987 tarihinde evlenmişler, 18.03.2013 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır. 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden taraflar arasında bu tarihe kadar eski MK"nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejimi, bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202). Taraflar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2). Dava konusu 671 ada ve parsel 29.03.2002 tarihinde ifraz yoluyla 1/2 oranında davalı S.. C.. ile diğer paydaş F.. C..adına tescil edilmiş, 29.03.2002 tarihinde taksim yoluyla S.. C.. adına tescil edilmiş, 08.07.2010 tarihinde kat mülkiyeti yoluyla ve nolu bağımsız bölümler oluşmuş, nolu bağımsız bölüm 11.07.2010 tarihinde satış yoluyla dava dışı İ.. Ö.. adına, nolu bağımsız bölüm 04.10.2010 tarihinde satış yoluyla dava dışı S.. Ü.. adına tescil edilmiştir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri o eşin kişisel malıdır (TMK. 220/2). Ancak, bu dönemde edinilen mallara katkısı bulunan eş, katkısı oranında alacak isteğinde bulunabilir. Davacı vekili dilekçesinde, taşınmaz üzerine yapılan binanın inşasına patates tarlasından elde ettiği gelir ve muhtelif ziynet eşyalarını vermek suretiyle katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de yeterli değildir.
Yargılama sırasında dinlenen taraf tanıkları, taşınmazın öncesinin davacının babası S.. C..’a ait olduğunu, 1997 yılında düzenlene vasiyetnameyle davalıya verildiğini, taşınmaz üzerine 3 katlı bina yapıldığını, inşaat sırasında davacının inşaat işçilerinin yemeklerini ve çaylarını yapmak suretiyle yardım ettiğini, ayrıca 8 adet Reşat altın, 8 adet bilezik, 1 tane beşi bir yerde altını bozdurarak inşaat işlerine verdiğini ayrıca kendisine ait 1,5 yaşında düvesini satarak inşaatın yapılmasına katkıda bulunduğunu bildirmişlerdir. Bu açıklamalara göre, davalının inşaat işçileri için çay ve yemek işlerini yapmış olması parasal bir katkı olarak değerlendirilemez ise de ziynet eşyaları ve 1,5 yaşındaki düvesini satmak suretiyle parasını vermiş olması binanın yapılmasına kişisel katkı niteliğindedir. Hal böyle olunca; mahkemece taşınmaz üzerine hangi tarihte bina yapıldığı, davacının ziynet eşyaları ve düvesiyle hangi tarihte ne oranda katkı yaptığı tespit edilerek davacının sağladığı katkının oranın belirlenmesi, katkı tarihi itibarı ile davanın; 743 sayılı TKM"nun 170. maddesi uyarınca katkı payı alacağı davası mı, 4721 sayılı TMK"nun 227. maddesi uyarınca değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.