14. Hukuk Dairesi 2015/8744 E. , 2015/9489 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI : 2013/233-2014/1903
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.01.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile şerh terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalı T.. A.. hakkında karar vermeye yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne dair verilen 09.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı T.. A.. vekili ile davalılar A.. U.. ve A.. A.. vekili ve duruşmasız olarak Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 06.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı banka vekili Av. D.. A... A... ile diğer davalılar vekili Av. G.. Y..ile karşı taraftan davacı vekili Av. G.. Ö.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, davalı arsa maliki A...S...ile davalı yüklenici A... A.Ş. arasında Beyoğlu ...Noterliği’nde 05.09.2007 günü düzenlenen hasılat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan 19039 sayılı parseldeki (E) blok (B) giriş 3 numaralı bağımsız bölümü Beyoğlu ...Noterliği’nin 29.12.2008 günlü satış vaadi sözleşmesiyle arsa maliki ve yükleniciden temlik aldığını, satış vaadi sözleşmesinin tapuya 31.12.2008 günü şerh verildiğini, şerh tesisinden sonra davalılar Ziraat Bankası ve SGK tarafından taşınmaz tapu kaydına haciz konulduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini ve haciz şerhlerinin terkinini istemiştir.
Davalı Ziraat Bankası, arsa malikinin kredi kefili olduğu borcun ödenmediğinden icra takibi yapıldığını, ancak haciz şerhlerinin davaya yanıt süresi içinde kaldırıldığını; davalı SGK davalılar A.. S.. ile A.. A.Ş’ye ait borçlar nedeniyle haciz konulduğunu, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemişlerdir. Davalı A.. U.. ile davalı A.. A.Ş., yüklenicinin teslim borcunu yerine getirdiğini, tapunun davacının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle teslim edilemediğini, hacizlerin haksız olduğunu belirterek davanın reddinisavunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Ziraat Bankası hakkındaki davanın konusuz kalması nedeniyle karar vermeye yer olmadığına, dava konusu taşınmazın tüm takyidatlarından ari olarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı Ziraat Bankası vekili ile davalı A.. U.. vekilinin tüm; davalı SGK vekili ile davalı A.. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden taşınmazı temlik alan davacının tapu iptali ve tescil ile taşınmazdaki şerhlerin terkini istemlerine ilişkindir.
Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, davalı yüklenici A.. A.Ş. ile davalı arsa maliki arasındaki Beyoğlu . Noterliğinde 05.09.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak davacı ile davalı yüklenici ve davalı arsa maliki arasında Beyoğlu .. Noterliği’nde 29.12.2008 günlü sözleşme düzenlenmiştir. Bu sözleşme uyarınca çekişme konusu taşınmazın satışı yapılmış olup, yükleniciye sözleşmenin 3.1. maddesi gereği dava konusu taşınmazı 30.06.2009 günü iskan alınmaya hazır biçimde teslim edecektir. Sözleşmenin 5.3.maddesinde ise alıcının tüm edimlerini yerine getirmesinden sonra tapu kaydının satıcı tarafından alıcıya nakedileceği düzenlenmiştir. Davacı ile yüklenici arasındaki adi yazılı, 25.09.2009 günlü teslim tutanağında temlike konu bağımsız bölümün teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davacının da 28.01.2010 günlü yazı ile bildirilen taşınmaza ait KDV tutarını 15.02.2010 tarihinde ödediği görülmektedir. Davalı yüklenici taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yükümlendiği taşınmazı teslim edimini dava tarihinden önce yerine getirmiş, başka bir deyişle yerine getirmesi gereken bir edimi bulunmamaktadır. Bu nedenle, yüklenici hakkındaki davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 36/1. maddesi uyarınca davalı Sosyal Güvenlik Kurumu 492 sayılı Harçlar Kanununa göre yargı harçlarından muaf olduğu halde harçla sorumlu tutulması doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı Ziraat Bankası vekili ile davalı A.. U.. vekilinin tüm; davalı SGK vekilinin ile davalı A...A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı SGK vekili ile davalı A.. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılar Ziraat Bankası A.. U..’dan alınarak davacıya verilmesine; ayrıca 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı A.. A.Ş. verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde A.. A.Ş."ye ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.