5. Ceza Dairesi 2014/5401 E. , 2014/11315 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 5 - 2013/103585
MAHKEMESİ : Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2012/62 Esas, 2012/442 Karar
SUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette zimmet suçundan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 25/02/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca Hazinenin sadece bu suç yönünden katılma talebinin KABULÜNE, karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık V.. G.. hakkında zimmet suçundan verilen beraet hükmü ile tüm sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen düşme hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine dair hükümler ile delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar K.. G.. ve Ş.. K.. hakkında zimmet suçundan verilen hükümlerin yapılan incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 günlü 2011/5-104 Esas, 2011/183 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu, sadece sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/11/2011 tarih ve 2011/7660 Esas, 2011/24263 Karar sayılı ilamı ile bozulan ve bu itibarla kazanılmış hakka konu teşkil eden 23/02/2010 tarihli ilk hükümde yer almadığı halde ilgili madde uyarınca hak yoksunluğuna hükmolunmak suretiyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, katılanlar vekilleri ile sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarında yer alan TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık M.. S.. hakkında verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde ise;
Sanığın 23/04/2003-25/04/2004 tarihleri arasında Elazığ ili B..ilçesi G.. K.. H.. ve Ç.. K.. S.. K.. Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı, 28/03/2003 tarihinde K.. G.."ün Yönetim Kurulu başkanı, Ş.. K.."ın muhasip üye olarak görev yapmalarına dair karar alındığı, görev sürelerinin bitimine 5 ay kala 24/11/2003 tarihinde kooperatifin hesap işlerine dair işlemlerin Ş.. K.. ve M.. S.. tarafından yürütülmesine ilişkin ikinci bir karar tesis edildiği; sanığın harcamaların Kasım tarafından yapıldığı, usulsüzlüklerden birlikte hareket eden Kasım ve Şevket"in sorumlu tutulması gerektiği savunmasında bulunduğu, katılan kooperatif vekilinin de aşamalarda usulsüzlüklerden Kasım ve Şevket"in sorumlu oldukları, Mehmet"in sorumluluğunun bulunmadığı, kendisi hakkında şikayetçi olmadıkları yönünde beyanda bulunduğu, dosya arasında mevcut tahsilat fişlerinin altında muhasip Ş.. K.."ın, adının matbu olarak yer aldığı, imzaların ise isim belirtilmeden atıldığı nazara alındığında, oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanması ve beraetine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 günlü 2011/5-104 Esas, 2011/183 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu, sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/11/2011 tarih ve 2011/7660 Esas, 2011/24263 Karar sayılı ilamı ile bozulan ve bu itibarla kazanılmış hakka konu teşkil eden 23/02/2010 tarihli ilk hükümde yer almadığı halde ilgili madde uyarınca hak yoksunluğuna hükmolunmak suretiyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.