12. Hukuk Dairesi 2017/5203 E. , 2017/11216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine karşı borçlunun; İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle, ...İcra Müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunduğu, mahkemece; takibe konu senetlerde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, ayrıca davacının da ikametgah adresinin Fatih-İstanbul olduğu belirtilmekle, takibin yetki sözleşmesinde öngörülen yerde veya borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerektiğinden bahisle yetki itirazının kabulüne hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK"nun 6. maddesi, "Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir" hükmünü içermektedir.
İİK"nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK"nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun"un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı yer icra dairesi de yetkilidir.
Buna göre, bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 sayılı TTK"nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK"nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.
Söz konusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Ticari işten kaynaklanan sözleşme olsa dahi bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak yapılan yetki sözleşmesinin bir tarafının tacir olmayan gerçek kişi olması mümkün değildir.
Somut olayda; takip dayanağı bonoda bonoyu tanzim eden ve lehtar gerçek kişi olup dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre İstanbul İcra Dairelerinin yetkili kılındığına ilişkin bonoda yazılı bulunan yetki kaydı geçersizdir. Ayrıca, borçlunun Mernis"e kayıtlı adresi ..."dur. O halde takibin borçlunun ikametgahının ... İlçesi sınırları içinde olduğu anlaşılmakla, borçlunun yerleşim yeri olan Bakırköy İcra Dairesi yetkilidir. Bu durumda, mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.