17. Hukuk Dairesi 2015/6003 E. , 2017/12022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm ve hükmün tavzihine dair ek karar, davacılar vekili tarafından süresi içinde ve davalı... Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresinden sonra temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/ kardeşi ..."a çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 2.000,00 TL. maddi ve 95.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, davaya konu edilen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığından davacıların zararından sorumlu olmadıklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla aktüerya uzmanından tazminat raporu alınması ve SGK tarafından yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini, davadan önce başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kazada kusuru olmadığını, davacılar yakını olan çocuğun aniden yola fırlaması sonucu kazanın meydana geldiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 1.000,00"er TL. maddi ve 10.000,00"er TL. manevi
tazminatın, diğer davacılar için 2.000,00"er TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; davalı ...Sigorta A.Ş. vekilinin tavzih talepli başvurusu üzerine, mahkemenin 08.01.2015 tarihli kararı ile, davacıların manevi tazminat taleplerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığı ve davacıların da manevi tazminatı sadece diğer davalıdan talep ettiği gerekçesiyle, davacılar için belirlenen toplam 26.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."tan tahsili şeklinde hükmün tavzihine karar verilmiş; tavzih kararı, davacılar vekili tarafından; mahkeme asıl kararı ise, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz talebi yönünden; mahkemece verilen 17.09.2014 tarihli karar, davalı ... Sigorta A.Ş. vekiline 10.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde; temyiz dilekçesinin davalı vekili tarafından, HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra, 02.02.2015 tarihinde verildiği ve temyiz defterine kaydedildiği görülmektedir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilince süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin tavzih kararına ilişkin temyiz talebi yönünden ise; davaya konu edilen maddi ve manevi tazminat istemleri konusunda, mahkeme tarafından 17.09.2014 tarihinde esastan karar verilmesinden ve bu kararın temyizine ilişkin süreler geçtikten sonra, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından, davaya konu manevi tazminatların ZMSS poliçe teminatında olmadığı ve davacı tarafın da kendilerinden manevi tazminat talep etmediği halde, aleyhlerine manevi tazminata hükmedilmesinin maddi hata mahiyetinde olduğu ve bu hatanın giderilmesi konusunda hükmün tavzihi 15.12.2014 tarihli dilekçeyle istenmiştir. Yerel mahkeme tarafından da, 08.01.2015 tarihli "tavzih kararı" ile davalı vekilinin talebinin kabulüne ve manevi tazminata ilişkin mahkeme asıl kararının 4. bendinin "26.000,00 TL. manevi tazminatın davalı ..."tan tahsiline" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir. Anılan Kanun"un 305/2. maddesinde de "Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" denilmek suretiyle bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı taraf lehine ve davalı ... Sigorta A.Ş. aleyhine hükmedilen manevi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden ortadan kaldırılmasına ilişkin yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı; davalı vekilinin tavzih talebine uygun olarak yapılacak tavzih işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davacının manevi tazminat alacağına ilişkin hakkını daralttığı; hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı gözetilerek; davalı sigorta şirketi vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve mahkeme ek kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin, asıl karara ilşkin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin 08.01.2015 tarihli tavzihe ilişkin mahkeme ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin 08.01.2015 tarihli ek kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Sigorta A.Ş"ye geri verilmesine 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.