11. Hukuk Dairesi 2020/1408 E. , 2021/518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04.07.2018 tarih ve 2017/315 E. - 2018/291 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 16.01.2020 tarih ve 2018/1846 E. - 2020/7 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin 2016/64358 numaralı ve "SİSBİM" ibareli başvurusuna müvekkilinin 2002/24278, 2015/93167, 2015/93163, 2007/31018, 2016/48904, 186433, 2003/26046, 2007/31015, 2007/31016, 2009/45261, 2012/04987, 2012/04986, 2008/07027, 2008/07026 sayılı ve "abim", "bim bilgi işlem", "bim bilgi işlem merkezi", "bim bize güvenebilirsiniz indirimlerimiz bazı günler için değil uzun sürelidir", "bim digital", "bim discount market", "bim discount market", "bim gerçek indirim sürekli indirim", "bim güveninize teşekkür ederiz", "bim şekil", "bimcell", "cebim", "bimdi", "birbim" ibareli markalarına dayanarak itirazda bulunduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi daha sonra da TPMK YİDK"in 2017-M-5592 sayılı kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin "BİM" markasının tanınmış olduğunu, markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma olasılığının bulunduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi yönünden de dava konusu başvurunun reddinin gerektiğini ileri sürerek davalı TPMK YİDK kararının iptalini ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilin farklı sektördeki firmalara yazılım ve donanım çözümleri sunduğunu, müvekkilinin markasının öne çıkan unsurunun "BİM" olmadığını, "sisbim" ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu, markaların benzer olmadığını, müvekkilinin kullandığı "BİM" ibaresinin Bilgi İşlem Merkezi’nin kısaltması olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının "SİSBİM" ibareli başvurusu ile davacının "BİM" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlayabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hususlarının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davalının "sisbim" ibareli marka tescil başvurusu ile davacının "BİM" esas unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalının marka başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının “BİM” esas unsurlu markaları ile davalının “SİSBİM” ibareli başvuru markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve dolayısıyla markalar arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince de aynı gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İltibas tehlikesinin değerlendirmesinde markaların herbir ayırt edici unsurları ayrı ayrı gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal özellikleri bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle markaların karışıklığa yol açıp açmayacağı ihtimalinin dikkate alınması gereklidir. Bu hususlar çerçevesinde yapılan değerlendirmede davacı markalarının ana unsurunun “BİM” ibaresi olduğu, davalı başvuru markasında bu ibarenin önüne “SİS” ibaresi getirildiği, “SİS” ibaresinin “BİM” ibaresini geride bırakacak şekilde bir etkisinin bulunmadığı, vurgunun “BİM” üzerinde olduğu, “SİSBİM” ibareli markanın davacı markalarından uzak, farklı yeni bir marka olarak algılanamayacağı, “SİS” ekinin dava konusu markaya ayırt edicilik sağlamadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi uyarınca tescil kapsamı aynı veya ilişkilendirilebilecek mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvuru markasının davacı markaları ile karıştırılma tehlikesine yol açacak derecede benzer olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.